1 TORBA TOZ ŞEKER...

Bundan 30 yıl kadar önce,

Bigadiç’te helvacılık yapan Mehmet usta iflas eder.

Elinde avucunda ne varsa yitirir.

Alacaklarını tahsil edemez, işçilerini çıkarır, iş yerini kapatmak zorunda kalır.

Ama bir yerlerden de tekrar başlaması gerekmektedir.

Helvacı Mehmet ustanın cebinde beş parası yoktur.

Kalkar,
Hiç tanımadığı şeker satan bir dükkâna gider.

Kendisini tanıtır helvacılık yaptığını iflas ettiğini anlatır.

Parası olmadığını ve iş yerinin tekrar üretim yapabilmesi için acil bir torba şekere ihtiyaç duyduğunu,
ancak
şeker parasını helvayı yapıp sattıktan sonra ödeyebileceğini söyler.

 

Şeker satıcısı Bahaddin usta,
Mehmet ustayı dikkatlice dinler, yerinden kalkar,
yanında çalışanını çağırır
oğlum bir at arabası çağır, 20 torba şeker yükleyin,
Mehmet ustamın dükkânına indirin” der.

Şekerci Bahattin usta küçük bir kağıda da, isim, adres belirtmeden, sadece "20 torba şeker” yazar,
kâğıdı Mehmet ustaya uzatır,

ardından da
Mehmet usta sıkma canını!...Sen şu şekeri al Kazanını kaynat, helvanı yap, sat!...

Ne zaman elin rahatlarsa o zaman gel borcunu öde! ” der.

Mehmet usta şaşkındır, ne diyeceğini bilemez.

Bir torba şeker derken, 20 torba şeker bulmuş olmanın heyecanını yaşar.

Hiç tanımadığı biri tarafından kendisine güvenilip
20 torba şeker verilmesi karşısında gözleri dolar,
hıçkırıklara boğulur.

Mehmet usta şekeri alır, iş yerine döner.

Kısa sürede helva üretimine tekrar başlar. Yaptığı helvaları satar.

Şeker borcunu ödeyecek parayı toparladığında

Bahattin ustanın yanına gider.

Bahattin usta güler yüzle, ayakta karşılar,
çay kahve derken, parayı Bahattin ustaya uzatır;

"Bahattin ustam Allah senden razı olsun,
bizi tekrar ayağa kaldırdın, çark dönemeye başladı”
dediğinde .

Bahattin usta;

Yok !...
Kazanmanın sebebi ben değilim…
Belki vesile olmuş olabilirim ama..
Ne varsa sendendir
“der,

sonra da yanında çalışanlara;

Mehmet ustama 30 torba şeker yükleyin” talimatını verir.

Mehmet usta sözünde durmuş, borcunu ödemiş olmanın huzurunu duyarken,

Bahattin usta da karşısında işini tekrar kazanmış,
sözünde duran birini görmenin bahtiyarlığını yaşar.

*

Merhamet etmek iyidir. Ancak acımak yetmiyor.

Önemli olan
ihtiyaç duyana,
ihtiyaç duyduğunu,
ihtiyaç duyduğu anda verebilmektir.

Ve bir o kadar da önemli olan
yapılan iyiliği unutmamaktır.

Eti kasaptan, balığı balıkçıdan, ekmeği fırından,
meyveyi sebzeyi manavdan alın
.

Büyük marketlerin size ihtiyacı yok ama küçük esnafın tamda bugün size ihtiyacı var..

Tam da bugünler

Bir çuval şekerin çok değerli olduğu günlerdir...

UNUTMAYALIM
BİZİ BİZ YAPAN,
BİRLİK BERABERLİĞİMİZDİR..

....

Yazı kime ait bilmiyorum, lakin tam da bugün bize lazım olan ruhu anlatmış kardeşimiz. 

Ben sadece Bigadiç'i ekledim.

ki bundaki gayem de en iyi helvanın bizim şehirde yapıldığını hatırlatmaktı.. 

Biz birbirimize güvenmeyi yeniden öğrenmeliyiz.

tıpkı 70'li 80'li yıllardaki

esnafın açık bıraktığı dükkan kapısı önüne bir tabure koyup namaz için Camiye gittiği günlerdeki gibi. 


Selametle... 


Editör: Haber Merkezi