- Mehmet

- Efendim baba.

- Gel bakalım yanıma.. Gidiyoruz oğlum.

- Nereye gidiyoruz Baba ?

- Ana kucağımız Anadolumuza gidiyoruz.

- Nasıl olur Baba? Köyümüz, arkadaşlarım ne olacak ?

- Yarın sabah yola çıkıyoruz Mehmet’im. Buna mecburuz.

***

93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) patlak vermişti.

Balkanlardan anayurda bir göç dalgası başlamıştı.

13 yaşındaydı Mehmet ve o zamana kadar ki hayatını geride bırakmak onu çok üzüyordu.

Balıkesir'in Kurtdere köyüne yerleşmişlerdi.

Daha o zamanlar uzun boylu ve güçlü bir çocuktu Mehmet.

18 yaşına geldiğinde 1.89 boyunda, 123 kilo ağırlığında taşı sıksa suyunu çıkaran bir genç olmuştu.

Civardaki güreşlerde boy göstermeye başladı.

Kepekler Köyündeki bir düğünde o bölgenin meşhur pehlivanlarından Katrancı Mehmet’e meydan okudu.

Mehmet Pehlivan onu öyle bir yenmişti ki, bir yıl boyunca yatağa bağlı yaşamak zorunda kaldı.

Ama vazgeçmedi Mehmet.

Vazgeçemezdi.

Birkaç yıl sonra Koca Yusuf pehlivanın karşısına çıktı.

Güreşin ortasında birden durdu Koca Yusuf:

- "Bu kadar yeter. Ezdirmeyin bu genci bana. O ileride çok büyük bir pehlivan olacak." dedi.

Saygıyla elini öptü büyük ustanın Mehmet. Sırtını sıvazladı Koca Yusuf da Mehmet’in…

- Parsayı da ona verin dedi ve gitti.

Çolak Mümin Pehlivan hocalık yapmaya başladı Mehmet’e.

Ünü yavaş yavaş Marmara’ya, Ege’ye yayılmaya başlamıştı.

Balıkesirli "Savaş"ın Üreten Çocukları.. Balıkesirli "Savaş"ın Üreten Çocukları..

1.98 boyunda, 148 kilo ağırlığında, adıyla sanıyla Kurtdereli Mehmet Pehlivan’dı artık o.

***

Yurtdışındaki organizasyonlara da götürmeye başladılar

Kurtdereli’yi.

Paris Şehir Ödülü Turnuvası için Katrancı, Mehmet Pehlivan’la birlikte salona girdiklerinde bütün sesler bir anda kirp diye kesiliverdi.

Sanki Ağrı ve Erciyes dağları ayaklanmış, sanki Fatih Sultan Mehmet Han’ın Şahi topları ayağa kalkmış da ilerliyordu.

Fransız güreşçiler kendilerinde bu iki yiğit Türk’ün karşısına çıkacak cesareti bulamadılar.

- O zaman serbest güreş yapılsın dedi turnuvayı düzenleyenler.

Kurtdereli birinci rakibini 42 saniyede tuşladı.

İkinci Fransız’ı tuşlaması ise biraz daha uzun sürdü.

Yıkılıyordu salon alkış kıyametten.

Türk’ün gücü Paris salonlarında eze eze hakimiyetini gösteriyordu.

***

Londra’daki bir müsabakada “Doğunun Yenilmez Şampiyonu Hint Kaplanı Gulam Rüstem” le güreşiyordu.

İki saatin ardından Gulam’ı kavradı Kurtdereli Pehlivan.

Fırlattı attı.

Sol omzunun üzerine düşmüştü Hint Kaplanı.

Güreşemeyecek durumdaydı.

- "Ben böyle bir galibiyeti kabul etmiyorum. İyileşsin devam edelim." dedi Kurtdereli.

Fakat bir daha asla karşısına çıkamadı Gulam Rüstem.

Ertesi gün Hindistan’a kaçarak kurtuldu yenilgiden…

***

1899’da Kırkpınar, 1902’de Türkiye Şampiyonu oldu.

Yıllar su misali akıp geçiyordu.

1911 yılında Taksim Talimhane’de düzenlenen Ramazan Güreşlerine davet edildi.

Artık 47 yaşındaydı.

İdmansızdı.

Sol kolunda da romatizma vardı.

Buna rağmen maddi durumundan dolayı mindere çıkmak zorunda kaldı.

Kendinden daha genç ve atletik rakipleriyle karşılaşacaktı.

İngiliz ve Hollandalı’yı yendikten sonra Macar Şampiyonu Caya ile güreşmeye başladı.

Caya, Kurtdereli’nin sol kolundaki problemi anlamış, devamlı surette o bölgeye hamle yapmaktaydı.

Çok sinirlendi Mehmet Pehlivan.

Caya’yı kucakladı, götürüp güreşleri izleyen Hergeleci İbrahim Pehlivanın önüne attı :

- Al Usta bu senin olsun

32 gecede 43 maça çıktı Kurtdereli.

Eze eze şampiyon oldu.

Türkler Taksim Meydanında toplanıp sevinç gösterileri yapmaya başladılar.

Kalabalığa hitaben “Ben yabancıları yenerek şampiyon oldum, siz de Donanma Cemiyetine yardımda bulunun” dediği bir konuşma yaptı.

600 altın toplandı o gece yeni gemilerin yapılabilmesi için.

Son güreşleriydi bunlar Mehmet Pehlivanın.

Kıspetini adet olduğu üzere Kabe’ye göndererek emekli oldu.

***

1931’de Ankara’da Çocuk Esirgeme Kurumu adına güreş müsabakaları düzenlendi.

İki başhakemden biri Kurtdereli’dir.

Anadolu Ajansı muhabiri kendisine :

- Başarınızın sırrı nedir diye sorar ?

- “Güreşirken, bütün Türk milletini arkamda hisseder ve onun şerefini korumak için her şeyi yapardım. Ve sanki bütün Türk milletinin kuvvetinin arkamdan dayandığını hissederdim.” karşılığını verir efsane pehlivan.

Bu konuşmayı Afet İnan, Mustafa Kemal Paşa’ya anlatır.

Çok duygulanır Atatürk.

Çankaya Köşküne dönünce Kurtdereli’ye bir mektup ve para armağanı gönderir.

***

Köyüne döner Mehmet Pehlivan ve hayatının kalan kısmını orada geçirir.

SON YENİLMEZ TÜRK PEHLİVANI 11 Nisan 1939’da, 75 yaşındayken, arkasında kocaman bir isim ve sayısız başarılar bırakarak vefat etti.

Mezarı adını taşıyan Balıkesir'in Karesi ilçesine bağlı Kurtdere köyündedir.

Balıkesir'de pehlivanın anısına her yıl KURTDERELİ YAĞLI PEHLİVAN GÜREŞLERİ yapılıyor.

Pehlivanımızı saygı ve rahmetle anıyoruz

KURTDERELİ'NİNİN TORUNU

Kurtdereli Mehmet'in hayattaki tek torunu.. Allah sana sağlıklı ömür eylesin ninem...

Editör: Haber Merkezi