Türkiye istatistik kurumu (TÜİK) açıkladı: yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 11 gibi yüksek bir büyüme rakamına ulaştı. Ekonomide dünya rekoru kırmışız! Ben ekonomik büyüme falan anlamam. Ekonomi okumadım. Ama herkes kadar bir şeyler bilirim. Ekonomik büyüme, ulusal gelir düzeyindeki ve birey başına düşen ulusal gelirdeki artışı işaret eder(www.kongar.org). Birey başına düşen gelirin artışı… Bu iş oranı, iş gücü ve de kişi başına düşen milli gelirle alakalıdır. Burada her vatandaş gibi beni ilgilendiren şey kişi başına düşen milli gelir. Asgari ücret (16 yaşından büyükler için) 629,96 TL. Asgari ücrete temmuz ayında yüzde 5,1 zam yapılacak. Böylece 16 yaşından büyük işçiler için asgari ücret, 28.99 liralık artışla net 658,95 lira olacak.28,99 TL... Fazla bile yapılıyor değil mi? Şimdi benim aklımın alamamağı şu: benim güzel ülkemde emeklinin hali malum, askeri ücretle geçinmeye çalışanın durumu malum, işverenlerin az vergi vermek için yaptıkları herkesçe biliniyorken bu ekonomik büyüme nasıl oluyor. İnsanlar bir ayı nasıl çıkaracaklarının hesabını bile yapamazken( eskiden yapılırdı), ekonomimiz öyle büyüdü ki Çin’i bile geçti diyorlar. Hadi oradan. Ben ekonominin büyüdüğünü halkın cebine giren paradan anlarım. İşsizliğin oranından anlarım. Siz zenginlerin cebindeki büyümeden bahsediyorsanız onu bilemem ben. Onlar için hep hava hoş çünkü. Olan hep garibana oluyor bu ülkede. Kriz çıkıyor beyler-monşer’ler etkilenmiyor, benim askeri ücret alan vatandaşım etkileniyor, ekonomi büyüyor benim emekli vatandaşımın evine giren erzakta bir büyüme olmuyor. Ekonomi büyüyor ama işsizlikte değişme yok. Tabi bu arada nasıl oluyorsa ithalatımız ihracatımızdan fazla!
***
Diploman olmazsa iş bulamazsın diyor bazı çatlak sesler. Üniversite mezunu ne kadar işsiz var bilmiyorlar sanırım. BİZLER diğer yanda konuşa duralım yemin törenine CHP ve BDP gitmedi. Bu nasıl olacak, işin sonu iyi olsa bari. Görüşmeler yapılıyor. Ergenekon’da yeni deliller bulunmuş vay paşa itiraf etmiş. Biz bunlarla meşgul ola duralım esas meseleyi görmemizi istemenler gündemi değiştirmeye devam etsinler. Ve bizler hala temiz siyaset, temiz toplum hayali kurmaya devam edelim. Hayaldi hayal olarak kalmasın, Allah muhafaza. Elbette ki iyi şeyler yapılıyor önceyle kıyaslandığında bu görülüyor. Sağlık, eğitim, ulaşım vb. alanlarda çok şey yapıldı. Ancak Hiçbir zaman körü körüne bir şeyi savunmadım ben. Benim gözlemlediğime göre insanlarda şu var: kim hangi partiyi tutuyorsa bunu takım tutma işiyle karıştırıyor. Fanatikleşiyor- fanatikleştiriyorlar belki de. Kim bilir yapılmak istenen budur belki.
***
Sonuç ne oluyor ben size söyleyeyim. Siz ben ve diğer insanlar bunu konuşuyor, bazılarının umurunda bile değil, insanlar hissizleşiyor. Aman bana ne be! Denilmeye başlanıyor. Ben kurtaracağım, ben mi düzelteceğim. Bir süre sonra bir kısım her şeyin iyi olduğuna inanırken- bunlar iyimserler oluyor-, bir kısım da geleceğe umutsuz bakıyor. Herkes gibi iyi şeyler olsun istiyorum. Ki hayal(ler) gerçek olsun!
*************** 
DÜŞÜNME MOLASI:
***************
Konfüçyüs, Hükümdar'ın isteği üzerine bir süre için şehrin yönetiminde olmayı kabul etti. Yedi gün izledi. Yedinci gün yüksek memur Şao-Çeng'i idam ettirdi, cesedin üç gün açıkta kalmasını emretti. Öğrencileri çok şaşırdılar, yanına gittiler, sordular: "Şao-Çeng bu şehirde hatırlı ve kuvvetli bir adamdı. Şimdi şehrin yönetimini aldıktan sonra ilk işiniz onu astırmak oldu. Bu yaptığınız doğru mudur? Bildiğimiz kadarıyla bu adam haydutluk, hırsızlık yapmamıştı..." Konfüçyüs "yaptığımın nedenlerini size anlatayım" dedi ve anlattı: "Dünyada beş ağır suç vardır. Haydutluk ve hırsızlık bunların arasında değildir, daha sonra gelirler. Bu beş suç şunlardır: Birincisi uyumsuz ve asi bir tabiatla birlikte gözü peklik; İkincisi aşağı bir hayat tarzıyla birlikte inatçılık; Üçüncüsü çenesinin kuvvetli olmasıyla birlikte yalancılık; Dördüncüsü herkesin ayıbını, kusurunu aklında tutmakla birlikte herkesle dost geçinmek; Beşincisi hak ve adalet duygusu olmamakla birlikte yaptığı haksızlıkları süslü ve parlak gerekçeler arkasına gizlemek.
Şao-Çeng'de bunların beşi de vardı. Nereye gitse taraftar topluyor, hizipler yaratabiliyordu; aldatıcı fikirlerini parlak konuşmaların arkasına gizleyebiliyordu; zulmüyle adaleti tersine çevirebiliyordu. Aşağılıklar birleştiği zaman ortaya çok güçlü bir kötülük çıkar. Ben de şehir halkı için tasalanmak yerine bu adamı idam ettirmeyi tercih ettim."
************ 
GÜNÜN SÖZÜ:
************
Hayal, ipleri elden kaçırmaktır. Oysa öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, o ipin ucu sizin elinizden bir kaçtı mı, hemen bir başkasının eline geçiveriyor. Ondan sonra siz hayal ediyorsunuz, ama bir başkası yaşıyor.
Üç Mesele: Teknik-Medeniyet-Yabancılaşma İsmet Özel