Bazılarının siyasi intihar olarak nitelendirdiği boykot kararı, son zamanlarda çok konuşuluyor. Bazıları ise aferin sana, iyi yaptın diyor CHP’ ye. İyi mi, değil mi bunu belirleyecek olan biraz da CHP’nin kendisi. Bazen aldığınız kararlar yanlış olabilir ama bunu lehinize çevirmek sizin elinizdedir. Sizin zekânızla alakalıdır yani. Kendi piyonunuza mat olmak da var işin sonunda, aman ha dikkat! En iyisi piyon ile mat etmektir. Bu durumda  Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapacağı en akıllıca şey söylediğinin arkasında durması olacaktır. Boykot kararını devam ettirmesi kısaca net bir duruş sergilemesi onun ve partisi açısından daha hayırlı olacaktır. Saygınlığının sürmesi ve de güvenirliliği açısından sonuna kadar devam etmesi gerekmektedir. Ben burada yaptığı şeyin doğru ya da yanlışlığını yazmıyorum. Aldıkları bir karar sonucundan sergilemeleri gereken bir duruş var benim anlatmak istediğim bu duruşun kendileri ve ülke geleceği için daha hayırlı olacağıdır. Neden daha hayırlı? Hayırlı çünkü iyi muhalefet demek demokrasi demektir aynı zamanda. Sadece bir sesin ve de çoğunlukçuluk mantığıyla yönetilen bir ülkede özgürlük ve demokrasiden bahsetmek fuzuli olacaktır. İşte bu yüzden CHP’nin sözünün arkasında durması gerekmektedir. Başbakan araseçim olabilir diyerek CHP’nin köşeye sıkışmasını mı istiyor. Yoksa farklı bir taktik mi bilinmez ama yine de Kılıçdaroğlu’nun geri adım atmamasını umuyorum. CHP’nin geleceği için!
************************ 
BORÇSUZ ÖLÜ(M)LÜ!
************************ 
Bir başka konu hastane borçları siliniyormuş. AMA ne zaman biliyor musunuz: ÖLÜNCE. Su istimal edenler hariç-gerçekten ödeyemeyecek durumda olan insanların devlet tarafından güvence altına alınması gerekiyor. Zaten ölmüş birinden borcunuzu alamazsınız! Olan geride kalanlara olur. Yaşadıkları bir acı var zaten, bir de üzerine sizinki eklenir. Tabi bir küçük ayrıntı kamu hastanesinde ölünmesi gerekiyor! İşte benim güzel ülkemin güzel insanları bunlar! Yeşil kart var ya diyeceksiniz? Var elbette birde şartları var tabi ki. Daha da doğrusu kaç kişi ihtiyaçtan alıyor Allah bilir. Evet, ülkemizde gelişme var önceye bakarak. Artık ilaç almak için kuyrukta beklemiyoruz. Ya da hastanelerde yığılma olmuyor. Ancak bu yeterli mi, değil. Birileri gerçekten ihtiyaç sahiplerini düşünmeli. Hoş bana göre ülkede asgari ücretle geçinmeye çalışanlarda dâhil çok sayıda ihtiyaç sahibi var. Birileri yurt dışına yardım gönderene kadar kendi ülkesindeki fakirleri korusa-gözetse belki gelecek daha farklı olur. Umuyorum tabi ki. Ölürken rahat ölünsün bari!     
********** 
VE ŞİKE!
**********
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın “silahlı çete liderliği” ile suçlanması sebebiyle Gözaltına alındı. Şike soruşturmasının çok kapsamlı bir organize suç davasıyla sonuçlanabileceği konuşuluyor. Ben size bir şey söyleyeyim: ülke genelinde para sahibi, iş yeri sahibi kim varsa araştırmaya tabi tutsalar ( büyük yerlerden bahsediyorum) çete ile alakası olmayan adam bulamazlar neredeyse. Herkes içeri girer maazallah. Bu durum bir tek Aziz Yıldırım ve diğer gözaltına alınanlara has bir şey değil sadece. Madem bir işe giriştiler hepsine el atsınlar isterim ben. Temizlenecekse her yer temizlensin. Sağ, sol, kuzey, güney her kesimden insanın tahmin edemediğimiz şeylerle alakası çıkabilir. Sanatçı, siyasetçi… Özellikle şu siyasetçilerin dokunulmazlığını cesaret edip bir kaldırsalar ne curcuna çıkar ortaya. Hiç ummadığız kişiler neler neler yapmıştır kim bilir? Yoksa neden dokunulmazlığı kaldırmasınlar ki!
********************************** 
BİRAZ GÜLMEYE NE DERSİNİZ?
********************************** 
Temel'in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar: Nasıl oldu?
Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... 
Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş... 
Temel: Yok yok öyle ölmedi... Tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi... 
Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. 
Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına...
Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. 
Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman... 
Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. 
Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık... 
Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye... 
Adam: Orda mı öldü? 
Temel: Yooo... Oradan da yine kasaba... 
En sonunda bunalan adam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? 
Temel: "Baktık durmuyor... Vurduk!".
**************** 
GÜNÜN SÖZÜ:
****************
Hayatta hiçbir şeyden korkmayın yalnız; her şeyi anlamaya çalışın. MARİE CURİE