Abim...

Küçüksan esnafıyla arkadaşlarının Sakıp ağası...

adına her nedense illet denilen kanser ikinci kez misafir olduğunda sineme ben hiç umursamazken

o çok üzülmüştü.

hissettirmemek için çok çabalasa da

ses tonundan belli oluyordu üzüntüsü.

bana "yolcu" imişim gibi bakıyor,

el bebek, gül bebek misali davranıyordu.

henüz tedavi sürecim tamamlanmamıştı.

bir gün akşam saatlerinde yengem aradı;

"abin kalp krizi geçirdi, hastanedeyiz.."

soluğu devlet hastanesinde aldık.

durumunu sorduğumda;

"uğraşıyoruz" dedi hekimler.

Allah'a yakararak, umutla beklemeye başlamıştık yoğun bakıma açılan kapı önünde.

çok değil, 20-25 dakika sonra herkesin gözünü ayırmadığı kapı açıldı.

genç bir hekim arkadaş;

"Sakıp Demir'in yakını....." der demez donakalmıştım;

"kaybettik" demelerini beklemeden...

kısa sürede toparlanıp, bizimkileri teselli etmek bana düşüyordu..

*

demem şu ki;

benim ölümüm beklenirken

sapasağlam diyebileceğim abim vefat etti.

bugünle dokuz yıl olmuş Sakıp Ağa'yı Hakk yolculuğuna başlayalı.

hiç şüphesiz

biz iman edenlerdeniz.

hayatın emanet olduğunu bilenlerdeniz.

nefesin ne zaman tükeneceğini kim bilebilir ki..

biz o kadere teslim olanlardanız.

annemin ölümünden sonra bunun idrakine erişen ben, iki kez ahret kapısından da dönünce hayat şifrem şu oldu:

düne tövbe, bugüne şükür, yarına dua...

gerisi boş.. boş... hayat hiç!

*

size naçizane önerim.

rahat olun,

öyle her şeye kafa yormayın,

ince ayrıntılarla uğramayın,

bırakın inceldiği yerden kopsun, kopacaksa..

yarın ölecekmiş gibi bugünü yaşayın.

hemen kendinizi de salmayın tabi.

ölümü ve bir hiç olduğunu unutmadığında

yaşamın güzelliğini keşfedecek, insan olduğunun farkına varacaksın.

*

geldik gidiyoruz işte

E L D E V A R S-I-F-I-R...

sıfırın da günahı yok aslında.

o da yalnız başına güzel..

sıfır olmak güzel..

H İ Ç O L M A K D A H A G Ü Z E L❗

*

Sakıp ağaya rahmet,

yengeme ve Kübra ile Yasin'e hayırlı ömür, buraya kadar okuyan herkese sağlık, afiyet diliyorum.

Selâmetle...

#20Haziran #RamazanDemir #Balıkesir