Parti il başkanının kim olduğu veya olacağı o parti ve partililer dışında bir şehirde yaşayanları hangi derecede ilgilendiriyor?

Yatıp kalkıp il başkanlarını konuşuyoruz ve kim/ler olacak o gündemde ya…

Hem Ak Parti’de hem CHP’de kulisler hareketli.

Kazanlar her iki partide de kaynıyor.

İsimler gündemden düşmüyor.

Sayısız isim var, arzulanan isimler, olmazsa olmaz aday isimler, yeni isimler, sürpriz olarak ön plana çıkan isimler.

Peki il başkanının kim olduğunun ilde yaşayan kentli için ne kadar önemi var?

Netice itibariyle partilerin iç meselesi.

O partiyi daha ileri noktaya kim götürebilir, hepsinin iddiası aynı noktaya gelmiyor mu nihayetinde?

Sonuçta da kentli olarak ne ister sokaktaki vatandaş; il için faydalı olabilecek olan ismin il başkanı olmasını.

Yani iktidar partisi açısından bakalım; Ak Parti il başkanı, parti içindeki küskünlük ve kırgınlıkları giderebilecek, toparlayıcı bir isim olarak ön plana çıkarak Ankara’da ilin ağırlığını hissettirebilecek, milletvekilleri ile il arasında köprü olabilecek mi?

Ana muhalefet açısından bakalım, aynı şekilde CHP açısından da kaynayan kazanı soğumaya alabilecek; iktidar partisinin hatalarına karşı etkin bir muhalefet gücü sergileyebilecek mi?..
Önemli olan; basite indirgediğimizde aslında sadece bu değil midir?..

İl başkanı kim olsun?

İl başkanı bu olsun.

Şu olsun.

O olsun.
Biri olacak mutlaka.

Bazen olağan süreçte değişiyor il başkanları, bazen de istifa gibi boşalan koltuk nedeniyle zamansız.

Her halükarda sokağa sorsanız falan il partinin il başkanı kim, falanca partinin ilçe başkanı kim, ne kadar doğru isim alabiliyoruz ki sokaktan?

Vatandaş, milletvekillerini tanımıyor daha, il başkanına sıra nasıl gelsin?..

Bugün sorsanız “ilinizin vekillerini sayar mısınız” diye; kaçta kaç doğru cevap alınabilir?..
Hepsini sayan kaç kişi olur?

Sade vatandaştan bahsediyoruz, sorsak yine sokağa, “ilin vekillerinden memnun musunuz” diye?

Azımsanmayacak büyük bir çoğunluk olumlu cevap vermeyecektir.

Çünkü siyasetin doğası gereği milletvekillerinin bile şehre yansıması partililer çevresi dışında olması gereken noktada değildir.

Haliyle il başkanları seçim süreci de bu açıdan bakıldığında akıllara o sorunun gündeme gelmesi doğaldır:

İl başkanı kim olmuş, kentli açısından ne kadar önemli?

Parti içi mesele.

Adayların bu kadar çok olması partilerdeki kırılganlığı, güç mücadelesini de göstermiyor mu bir başka açıdan.

Tamam, çok adaylılık parti içi demokrasi açısından takdir edilebilir bir durum ama gerçekten partilerin kendi içlerinde demokrasiden hangi ölçüde bahsedebiliriz?

Neden il başkanlığı bu kadar cazip?

Neden bu kadar çok aday var?

Birbirlerinden farklarını ortaya çıkaran noktalar neler, kendilerini nasıl ifade ediyorlar, vizyon ve misyonları ne?..

Gündemde hep var olan, gündeme düşen, gündeme girmesi muhtemel başka isimleri birbirinden ayıran, ön plana çıkaran, il başkanı olma yolunda artıya veya eksiye geçiren noktalar neler?

İl başkanı kim olsun?

Hem Ak Parti, hem CHP kaynıyor.

Türkiye’de siyaset gerçeği daha ziyade birbirinin ayağını kaydırma klasiğinde yürümüyor mu çoğu kez?

Ve yeni başkanlar dalgalı denizleri ne kadar durdurabilecek, bunu da zaman gösterecek netice itibariyle!

İl başkanı kim olsun?

“Onda bunda şundadır; şunda bunda ondadır.

Mavi boncuk kimdeyse, benim gönlüm ondadır.”