“Ben varım” demek, siyasette özgüven göstergesidir. Bu da parti tabanı ve yerel teşkilatlar üzerinde olumlu etki bırakabilir.

Belediye başkanlık seçimlerine yaklaşık üç buçuk yıl var. Ancak buna rağmen bazı isimlerin şimdiden aday adaylığına soyunduğunu görüyoruz. Bu durum doğal olarak tartışmayı beraberinde getiriyor. Peki! Bu kadar erken yola çıkmak doğru mu, yoksa fazladan yük mü?

Siyaset, uzun soluklu bir maratondur. Maratonun en önemli özelliklerinden biri, tempoyu doğru ayarlamaktır. Çok hızlı başlayan bir koşucu, sonuna doğru nefesini tüketebilir. Aynı şekilde, çok geç hızlanan bir koşucu da yarışta geride kalır. İşte siyasetteki erken adaylık tartışması da tam olarak buna benziyor.

image.png

Mahmut Poyrazlı

Erken aday adaylığının elbette bazı avantajları var. Öncelikle isimlerin seçmenle tanışması, örgütle ilişkilerini güçlendirmesi ve kamuoyunda bilinirliğini artırması için uzun bir zaman dilimi kazanılmış oluyor. Erken sahaya çıkan bir isim, seçmenle daha çok temas kurar, toplumun farklı kesimlerini daha iyi anlama fırsatı yakalar. Bu süreçte sadece aday değil, seçmen de adayın karakterini, vizyonunu ve samimiyetini sınar. Ayrıca “Ben varım” demek, siyasette özgüven göstergesidir. Bu da parti tabanı ve yerel teşkilatlar üzerinde olumlu etki bırakabilir.

image.png

M.Birol Şahin

Fakat; madalyonun birde öteki yüzü de var. Türkiye siyasetinde dengeler çok hızlı değişir. Genel seçimler, ittifaklar, parti politikaları, ekonomik ve toplumsal gelişmeler birkaç yıl içinde bambaşka bir tablo ortaya çıkarabilir. Bu durumda erken adaylığını açıklayan biri, sürecin sonunda kendini avantajlı değil, dezavantajlı bir konumda bulabilir. Üstelik uzun süre sahada olmak, beraberinde yıpranmayı da getirir. Rakiplerin eleştirileri, seçmenin beklentilerindeki değişimler, hatta kendi seçmen kitlesinin sabırsızlığı, erken yola çıkan adayları zorlayabilir. Seçim günü geldiğinde toplumun gözünde “eski yüz” konumuna düşmek ihtimal dâhilindedir.

Bir başka önemli nokta da şudur. Belediye seçimlerinden önce yapılacak olan genel seçimler, yerel siyaset için de belirleyici olacaktır. Genel seçim sonuçları, partilerin güç dengelerini, ittifak yapılarını ve aday tercihlerine bakışını doğrudan etkiler. Bu nedenle birçok siyasetçi, tabloyu görmek için genel seçimleri beklemeyi daha mantıklı bulur. Çünkü siyaset, sadece kişisel karizma ile değil, aynı zamanda arkasındaki parti gücü ve siyasi atmosferle de şekillenir.

Tüm bunların ışığında, erken adaylık hem fırsat hem de risk barındıran bir tercihtir. Cesur bir çıkıştır ama aynı zamanda büyük bir sorumluluktur. Önemli olan, bu süreci iyi yönetebilmek, yıpranmadan diri kalabilmek ve değişen şartlara uyum sağlayabilmektir. Çünkü siyaset sadece erken başlamak değil, doğru zamanda doğru yerde durabilmektir.

Seçmen ise günü geldiğinde; çok erken yola çıkanları değil, en hazırlıklı olanı görmek isteyecektir.