Kimler geldi, kimler geçti bu şehirden.

Otuzlu yıllarda, Ülkemizin dördüncü büyük ili iken, bu gün ilk onda bile değiliz..

Neden niçinleri sorgularsak doktora değil üç, beş profesörlük tezi olur.

Eskiden şehrimiz çok bereketli idi.

Delisi de boldu, Elhamdülillah Velisi de.

Sanayisi de boldu, adam gibi iş adamları da...

Delilerin piri, trafik Mehmet, Balkes Erol, Cevdet, Bedri, Zeliha, Fotörlü Mehmet, eskilerden Ata amca, ayakkabıcılar çarşısında Yaşar... Allah hepsine Rahmet etsin aklıma gelmeyen daha onlarcası varbb

Deli mi idiler, yoksa Allah dostu Veli mi? Bu alemde değil, ama öbür alemde öğreneceğiz.

Bu şehrin eskiden manevi direkleri var idi.

Hacı Naci Efendi, Tahsin amca, Bandırma'da Tatlıcı Ali amca, ama artık hiç biri bu alemde yoklar. Allah cc. hepsinden razı olsun, beni de onların yollarından gidenlerden eylesin

Eskiden suya para vermez idik çeşmelerinden adı gibi bal gibi bal su akardı.

Eskiden Balıkesirspor'umuzun idmanlarını seyrettiğimiz Pamuklu Dokumamız, yüzlerce kişinin emekli olduğu kağıt fabrikası Sekamız, ufaklı büyüklü onlarca sanayi kuruluşumuz vardı. Allah için şimdi de var.  Elektro Mekanik, Yersa, Balyem, Tellioğlu, Özdamarlar, Banvit, Bagfaş vs.

Kervansarayımız, localı Salih Tozan, başlıyor beyler Minürlü şehir, rüya, ömür sinemalarımız vardı. 

Bilardoyu öğrendiğimiz sigorta pasajındaki şan kafemiz, kafe Bella, eski belediyenin karşısında meşhur sosislimiz, atari oynamaya gittiğimiz Altıeylül pasajının altında tivoli, parkta havuzlu çay bahçelerimiz, manolya, hafız abinin ucuz çay bahçeleri. Akasyalar, çay bahçeleriyle parkımız. mini golf sahamız, park restoronumuz, lunaparkımız. çarpışan arabalarımız vardı.

Siyasetin duayenleri İlhan Aytekin, abi şehrin ağası Ahmet Edip Uğur,  Nejat Tunçsiper vekillerimiz vardı

Belediye deyince, akla Hüseyin Baştuz, Sabri Uğur gelirdi

Köylü deyince, çiftçinin dostu Faruk Kula abimiz , Karahallılardan Ahlak erdem sahibi Memduh abi, fotoğraf üstadı Ahmet ESMER, foto Nur, foto ipek, faytoncularımız, eski garajın altındaki çok sabahladığımız çay ocağı, garajın girişinde Lale pastahanesi, Kervan kolonyaları, ayakkabıcı Bahtiyar amca, ayakkabıların tak tak diye çalışan makinasının sesi ile mahalleyi ayağa kaldıran ayakkabıların kenarlarını dikdirdiğimiz taş mağaza.. Doğan amca.. Çakmaklara gaz dolduran yarım dünya Ahmet amca.. Hamza Abinin çay ocağı, yorgancı Mustafa amca, Filizoğlu kadayıfları, Kireççi Ahmet amca. Ayakları olmayan duraklardaki ancak ahiret hayatında kendisinin giyebileceği ayakları olacak olan ayakkabı boyacısı.

Benim yarım aklıma gelmeyen daha onlarcası.

Artık hepsi tarih oldu.

En son iki gün önce vefat eden bir Balıkesir ve Çerkez Beyefendisi, kendisini çok severdim Ahmet AYDEMİR Abimiz..

Hepsi artık bizden sadece birer fatiha bekliyor ve şöyle sesleniyorlar:

Her şey bir rüya imiş, öldük uyandık. ne olur bu dünyaya fazla aldanmayın, ölmeden ölmeyi düşünün.

Bırakın dünya hırsını ve hevesini her şey koca bir hiçmiş. Hak olan tek şey LAİLEHEİLLALLAH MUHAMMEDENRASULULLAH..

Bugün varsak belki yarın yokuz. Haklarınızı helal ediniz. Allah'a Kul Peygamberimize Ümmet olunuz.

Dostlar yarım akılla bu kadar oluyor. Beni soracak olursanız, bu günümüze şükürler olsun, yarına ALLAH cc. Kerim

Yazmaya Cumadan önce başladım, yazımı bu kadar akılla ve yakın gözlükle anca bitirebildim. Cumanız mübarek olsun

Selam ve Dua ile