Arşiv yazılarına ara verdiğimi sanmayın.
Susurluk’un geçmişini araştırmaya, tozlu sayfaların arasında yeni izler bulmaya devam ediyorum.
Ayda en az bir yazımı yine her zamanki gibi
yerel tarihimize ayırıyorum.
İşte onlardan biri…

Tarih 1946…

Susurluk henüz küçük bir kasaba…

Ama hareketli, canlı bir kasaba…

Nüfusu beş bini aşmış,

Çarşısı hareketli,

Yolcuların gelip gittiği tren istasyonu her daim kalabalık…

Ancak kasabanın en büyük sorunlarından biri halkın temizlik ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynayan bir “hamamın” olmamasıydı.

Daha doğrusu, var da yoktu.

O zamanlar hamamlar, yalnızca yıkanma yerleri değil aynı zamanda toplumsal hayatın kalbinin attığı mekânlardı.

Kadınlar hamam günlerini sabırsızlıkla beklerdi; kına geceleri hep bu mekanlarda yapılırdı. Erkekler, sadece yıkanmakla kalmayıp sohbet ederlerdi.

Susurluk’ta eski bir hamam vardı aslında…

Ama bu yapı yıllardır kaderine terk edilmiş, metruk hâle gelmişti.

Belediye’ye ait olan bu eski hamam, neredeyse unutulmuştu.

Ta ki Susurluklular sesini yükseltip, “Bu hamam onarılsın, yeniden açılsın” demeye başlayana kadar…

Halk istiyordu çünkü ihtiyaç vardı.

Gerçi yerel halk yıkanmak, temizlenmek gibi zaruri ihtiyaçlarını evlerinde giderebiliyordu…

Ama kasabaya gelen misafirler için bu durum sıkıntı yaratıyordu.

Yolcular, pazarcılar, kasabaya işi düşen memurlar yıkanacak yer bulamıyordu.

Temizlenmek bir ihtiyaçtan çok bir sorun hâline gelmişti.

Tam bu noktada Susurluk’un tanınmış esnaflarından Ahmet ve Ömer Konak kardeşler devreye girdi.

Belediyeye başvurdular; “Hamamı biz onaralım, işletmesini de üstlenelim” diyerek metruk hamamı devralmak istediklerini bildirdiler.

Yapılan başvuruyu değerlendiren belediye yetkilileri, bu isteği olumlu karşıladı.

Tek bir şartla: Hamamın tamiratı en kısa sürede tamamlanacak ve halkın hizmetine sunulacaktı.

Konak kardeşler kolları sıvadı.

Mermer kurnalar temizlendi, tellâklar alındı, hamam kısa sürede faaliyete geçti.

Ve kasaba halkı yeniden hamam kültürüne kavuştu.

Konak kardeşler bununla yetinmediler…

Ahmet ve Ömer Konak, ilk hamamın gördüğü ilgiden cesaret alarak bir süre sonra ikinci hamamı da açarak halkın hizmetine sundu.

Bugün, aradan yıllar geçse de…
Susurluk’un hafızasında hâlâ o hamamların sıcaklığı, yapılan sohbetlerin izi vardır…