Bizler gerçekleri tam olarak öğrenme şansını yakalayamadık! Ne Osmanlı'nın nasıl yıkıldığını öğrenebildik, ne de Cumhuriyet'in hangi şartlarda kurulduğunu... Bir rüya gördük!
90 yıl sürdü! Ne kahramanlarımızla ne hainlerimizle yüzyüze gelebildik!
Hiç kafa yormadık!
Neden sorusundan hızla uzaklaştık!
Sonuçları analiz etmeyi düşünmedik!
Kolay olanı yaptık! Önümüze "DOĞRU" diye getirilen her bilgiyi alıp beyin hücrelerimizin kirlenmesine yol açtık!
Ne yazık ki Türkiye KARANLIKLARIN HAKİM olduğu bir ülkeydi!
Bakın bildiğimiz birçok doğru, aslında yanlış! Yalan rüzgarıyla büyüdük ve uyutulduk! Kimin MİLLİ kimin YABANCI olduğunu hiç bilmedik! Şu an isim vermek istemiyorum ama gazetelere baktığımda midem bulanıyor! İpi dışarıda olanların sesinin bu kadar çok çıkmasını kabul edemiyorum!
İşinde gücünde olan insanların bunları ayırt etmesi hiç kolay değil! Bunu da biliyorum! Zaten gazete, televizyon, dergi ve filmler gerçeğin üstünü kapatmak için varlar! Bu ülkenin karabulutları onlar!
Bakın İNGİLİZ MİLLETLER TOPLULUĞU yani Commonwealth of Nations geçmişte Britanya Krallığı'nın parçası olan devletler ile sonradan katılmış devletlerin oluşturduğu dev bir koalisyondur! Mesela 4 yılda bir İngiliz Milletler Topluluğu Oyunları düzenlenir!
Alternatif OLİMPİYAT'tır! "Güç bizde!" demek için yapılır! Mesela 2006'da Melbourne'da düzenlenen oyunlara 71 ülkede 4.500 sporcu katılmıştır! DİKKAT, 71 ülke! 2010'da Yeni Delhi'de düzenlenen oyunlara ise tam 6081 sporcu katıldı!
Oysa İngilizler'in bile bilmediği büyük gerçekte Büyük Britanya'yı oluşturan toplam 54 ülke vardı!
Kanada, Avustralya, Bahama, Barbados, Papua yeni Gine, Malta, Saint Lucia, Hindistan, Singapur, Uganda, Tanzanya, Zambiya, Botsvana, Lesoto, Seyşeller, Mozambik, Kamerun, Srilanka, Maldivler, Mauritus, Kenya gibi ülkeler bu çemberin içindedir!
İngilizler'in yönettiği yerlerde klasik kural geçerlidir! Kraliçe II.
Elizabeth'in atadığı genel VALİ orada BİR NUMARA'dır! Genelde emekli politikacılar ve diplomatlar seçilir! Kraliçe'ye bağlılık ön plandadır! İngiliz başbakanları atanacak GENEL VALİLERİ önerir, Kraliçe onaylar! Göstermelik dense de her şeye BUCKİNGHAM karar verir! Ancak dünya basını bunları yazmaz, yazamaz!
Basın Londra'ya bağlı MUSEVİ işadamları tarafından kontrol edildiği için onların onay vermediği bir isim gelip önemli bir YAYININ başına geçemez! Türkiye'de bakıldığında görülecektir ki ÖZEL yetiştirilmiş medya görevlileri vardır! Ve bunlar görevlerinin başındadır!
Para ve aklı birleştirip ülkenin kontrolünü ele geçirirler!
Türkiye'de bu isimlere gönülden hizmet etmiş çok adam vardır!
Boğaz'da çok önemli adamlar bunlara hizmet etmek için sıraya girmiştir!
Yani boşuna BOĞAZ demiyorum...
Adamlar kendi gerçeklerini kendilerinden bile saklarken Türkiye'nin yıllarca kendileri tarafından kontrol edildiğini yazacak halleri yoktu!
Google'da, bir kitapta, bir dergide ya da bir televizyonda göremeyeceğiniz gerçek budur!
Adamlar o kadar güçlüdür ki Amerika'nın içinde bile yer bulmuşlardır!
Çok ciddiye aldığım bir iddiaya göre Massachusetts, Pennsylvania, Virginia ve Kentucky eyaletleri de İNGİLİZLER'indir!
Kraliçe'nin adamlarının sözünün geçtiği yerlerdir! Amerika kurulmadan önce COLUMBIA Üniversitesi'ni kuran akıl, kontrol ve teşvik ettiği sermayeyi de oraya yerleştirmiştir!
Onlardaki AKIL rakip olma tehlikesi bulunan yükselen AMERİKA ile eskinin güçlü ABİ'si Türkiye'yi kontrol etmeyi mecbur kılmıştır!
Asıl korktukları TÜRKLER'in geri gelmesidir!
Amerika'nın can damarlarında varlar! PARA onlarda!
Washington'un silahla her sorunu çözemediği ortada!
Aradaki bağın kopartılması, Türk SOLU'nu yükselterek "Kahrolsun Amerika!" denmesinin sağlanmasının altında iki AKLIN buluşmasının önlenmesidir! Milli Amerika ve Türkiye bir araya gelince doğal olarak Ortadoğu bize geçecekti!
Bizim Kraliçe'nin adamları tarafından sertleştirilen LAİKLİK anlayışının temelinde de bu vardı! Dine ve tarihimize sırtımızı çevirmemizin de nedeni buydu!
Kodlanmış ROBOTTAN farkımız yoktu!
Olamazdı! İsim vermek istemem ama bu GÜCÜN değirmenine su taşıyan anlı şanlı çok önemli TÜRKLER vardı!
Bizi bizle yendiler!
Bizi bizle vurdular!
Doğru bilinen yanlışların peşinden koşanlar haliyle gerçeklerle buluşamadı!
Problem büyüktü!
Hem doğruları anlatmak hem de ikna etmek hiç kolay değildi!
Sıkıntı bu!
Adamlar ATATÜRK'ü bile bizden aldılar yahu! Biz sadece izledik!
Ali Şükrü Lozan'a ve İnönü'ye karşı çıktığı için öldürüldü! İlk siyasi suikastlerden biriydi! İhale Atatürk'ün adamı Topal Osman'a kaldı! O da çatışmada vurularak ortadan kaldırıldı! Bakın bizler Mustafa Kemal'le uğraşırken İnönü gerçeğiyle hiç yüzleşmedik! Tıpkı İngiltere gibi İnönü de hiç yoktu!
Ama bilenler bilir ki her taşın altında imzası vardı! Lozan'a gitmesi ve aldığı kararlar da hiç tartışılmadı! Her şeyi Atatürk'e izafe ettik!
Oysa önümüzdeki yıllarda taklit edilen imzalar manşetlerimizi süsleyecek!
Bunları da geçtim!
Eskiden olmazdı ama şimdi pekala olabilir!
Biri çıkıp Rothschild ve Kraliyet ailesinden, İngiliz istihbaratından gelip de İstanbul'a yerleşen önemli şahısların PASAPORT kullanıp kullanmadığını açıklasın!
Nasıl bir devlet olduğumuz ortaya çıksın!
Neden bunca önemli adam geldiği halde giriş kayıtları bir türlü olmuyordu!
Kim, nasıl izin veriyordu!
Bu güç nasıl bir şeydi!
Daha da önemlisi bu adamlar nereye iniyordu?
Askeri havaalanlarına mı?
Olabilir!
Peki sadece bu kadar mı?
Değil tabii!
Merak ettiğinizi biliyorum!
Gerisini de DEVLET açıklasın!
Bu kadar ipucu yetmez mi!
Kafası karışık olanlar şimdi çizmeye çalıştığımız fotoğrafa bir daha baksın!
Zaten AKIL dışarıya bakmayı emrediyor!
Yapamadığımız buydu!