Nedir milliyetçilik?
“Milliyetçilik”, ülkesinin halkını iç ve dış sömürücülerin ahtapot kollarından kurtarmak isteyenlerin ülküsüdür.
“Halkçılık” ise, milliyetçiliğin toplumsal yönünü belirler. Milliyetçi olmayan bir halkçılık olamaz. Ancak halkçı olmayan bir milliyetçiliğin de söz konusu olmaması gerekir. Halkçı olmayan bir milliyetçilik, sadece siyasi dolandırıcılık konusudur ve adı “Faşizm”dir! Ne kadar doğru tanımlamış Uğur MUMCU.
Sanırım kilit nokta bu. Bizde eksik olan taraf, anlayamadığımız milliyetçilik bu. Yıllardır medya ve siyasetçilerin propagandasını yaptığı milliyetçilik, içinde halkçılık olmayan milliyetçilik. İşte bu sebeple yıllarca farklı olanlara kötü gözle baktık. Kabul edemedik gerçeği çünkü medya yıllarca bize kendimizi üstün ırk olarak gösterdi. Başka milletler içimizde yaşamıyor gibi, yokmuşlar gibi… Irkçı olduğumuzu anlayamadık bile. Son yıllarda bir takım şeyler düzeltilmeye başlandı. Daha da gidilecek çok yol var. Kardeş olabilmek için sebepleri bulma vakti artık.
***
Milliyetçilik çok önemli bir kavramdır. Gerek içine aldığı kültür, dil, tarih gibi olgular olsun, gerek yaptırabilecekleri olsun. Milliyetçilik duygusu, kurtuluş savaşı gibi bir başarı beraberinde yeni bir ülke kurdurabilir. Muhteşem bir güçtür çünkü. Ya da sizi yıkabilir, karıştırabilir. Çok uluslu bir devletseniz başka bir anlamda çok renklere sahipseniz buna dikkat etmeniz gerekir. Renkleri kullanarak ötekileştirme yapılacağına, renklerle muhteşem bir bütün oluşturmanın daha insancıl ve mantıklı olduğuna inanıyorum. Kürdü, zaza’sı, Arap’ı, Çerkez’i, Laz’ı hep beraber aynı topraklar üzerinde yaşıyoruz. Hiç biri diğerinden daha az özgür olmamalı. Zira bu hiç adilane değil.
***
Kaç kişi ki onlar, onlar kim gibi düşüncelere sahip olanlar, lütfen daha güzel bir gelecek için bundan vazgeçin. Bana göre etnik bir mozaik olabilmemiz için illa %35 e gerek yok. Zaten bunu bahane ederek bu zamana kadar diğer kültürler yok sayıldı. Şimdi artık kırılanları tamir etme, yok sayılanları kabullenme vaktidir. Daha iyi bir gelecek için No FAŞİZAN!
*******************************************
ÇOĞUNLUKÇU DEĞİL ÇOĞULCU!
*******************************************
Sadece bir kesimi savunmamak tutmamaktır çoğulcu olmak. Herkesi kucaklamaktır yani. Yeni yapılacak olan anayasada böyle olmalı, herkesi kucaklamalı ve kapsamalıdır. Çoğunlukçu mantıkların olduğu bir ülkede demokrasiden söz etmek ne kadar vahim ise çoğulcu olmak o kadar zaruridir. İşte bu sebeple yeni kurulacak hükümete çok büyük işler düşüyor. Uzlaşarak ve birbirlerini dinleyerek muvaffak olabilecekleri kanaatindeyim. Umarım demokrasi balkondan evlere gelir.
*******************************************
HADİ BİRAZ GÜLELİM:-)
*******************************************
Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkardı ve alt kattaki Dursun'u aradı: - "Tursun, orada durum nasıl?" - "Hüç... Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor." Temel: - "O da bir şey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor."
***
Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler. Kırk kişiden otuz dokuzu da geç kalmış, hep ayni mazeret:
- Atla istasyona celeydum. At catladi, tren kaçtı, geç kaldum.
Derken kırkıncı da tamamlanmış, Temel'e sıra gelmiş.
- Senin de mi atin çatladı, diye sormuşlar.
- Hayır, demiş. Yoldaki otuz dokuz at leşini geçemedum.
***
Temel, Dursun'a misafirliğe gitmiş. 
Gece sağnak halde yağmur başlayınca; 
Dursun konukseverlik göstermiş: 
-Temel çok fena yağmur yağıyor, eve gitme, burada kal. 
Temel kabul etmiş, ama ansızın ortadan kaybolmuş. Aradan epeyce zaman geçtikten sonra kapı çalmış, bakmışlar kapıda sırılsıklam Temel: 
-Neredesun ula Temel merak ettik? 
-Eve cittum pijamamu aldum da…
*******************************************
GÜNÜN SÖZÜ:
*******************************************
İnsanlara cehaletlerini tanıtmak imkânsızdır, zira cehaleti tanıyabilmek içinde bilgi lazımdır; dolayısıyla cehaletini görebilen cahil değildir. J. TAYLOR