En son sözü, en başta söylemek gerek.
Bugüne kadar "lay loy lom" maçları oynadık.
Gerçi bu kadar basite indirgemek yanlış olsa da, Samsun dşında dişli bir rakiple karşılaşmadığımızı kabul etmek gerek, Başkent deplasmanına kadar.
Ligdeki sıralamaya baktığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Ankara'yla başladı asıl lig.
Hakem kötüydü, rakip hırçındı.
Ters geldi, kaybettik!
Sadece 3 puan kaybetsek iyiydi.
Ekibin en iyi savaşçısını da kaybettik.
Savunmanın solundaki İsmail, sağındaki Caner..
Alternatifleri olmayan iki oyuncu bunlar.
***
Şanlıurfa maçı öncesi cezalı duruma düşmeleri çok kötüydü Balıkesirspor açısından.
Elbette bu tür cezalı veya sakat oyuncu eksiklikleri olacak.
Ama.. Şanlıurfa maçı öncesi olması gerçekten büyük şansızlık.
Kritik haftalara girildi çünkü.
Şanlıurfa.. Adana.. Mersin.. Ordu..
Önce başkentte Ankara'ya kaybettik.
Ardından Şanlıurfa'ya..
Hadi Ankara'daki normal diyelim. Sonuçta zor deplasmandı.
İç sahadaki Şanlıurfa maçını kaybetmemiz kötü oldu. Aslında beraberlik bile iyi sonuç olacaktı  içinde bulunduğumuz kritik haftalar için..
Olmadı.. Olmadı.. Olmadı..
***
Şanlıurfa maçı için söylenebilecek pek söz yok aslında.
Mağlubiyeti hak etti mi Balıkesirspor?
İlk 45 dakikadaki futbola bakarsanız etti..
Sahadaki oyuncu kapasitelerine bakarsanız etti.
Hiç mücadele etmediği gibi, çok top kaybetti Balıkesirspor.
Objektif değerlendirme yapıldığında ilk bölümdeki takım için "zayıf halka" denilebilir.
Mustafa Kayabaşı'nın şahsi çabalarıyla kaydettiği ve aradaki farkı 1'e indirip, ikinci devre için umutlandırdığı jeneriklik gol dışında, Balıkesirspor ilk yarı sahada yoktu diyebiliriz.
Hani derler ya, "ölü toprağı serilmiş" diye. Maalesef öyleydi.
***
Nedenleri çok bunun..
Birincisi en başta dediğimiz gibi Caner Arıcı ile İsmail Dinler'in eksiliği öyle bir hissedildi ki,  mağlubiyet "geliyorum" dedi.
Balıkesirspor kalesini dört stoperle savundu.
Caner'in yerine sağ kanatta Murat Sözgelmez, görev alırken, Hasan Hatipoğlu sol kanatı savunmaya çalıştı.
Ellerinden geleni yapmaya çalıştılar hiç kuşkusuz ama, Caner ile İsmail'i mumla arattıkları aşikar.
Murat'ın yerine stoperde görev yapan Serhat aksadı, Rıza olmasaydı daha çok pozisyon verebilirdik rakibe.
Kenar yönetimin ikinci yarıya Burak Çalık'ın yerine İlhan Depe'yle başlaması yerinde bir karardı. İlk 11'de başlasaydı İlhan belki daha iyi olabilirdi Balıkesirspor'un hucüm gücü açısından.
Teknik patron İsmail Ertekin, nereden bilecekti ki, Burak'ın bu kadar etkisiz kalacağını. Bilseydi zaten o da bizim gibi düşünüp İlhan'la başlardı sol kanatta..
"Benim adım hıdır, elimden gelen budur" deyişindeki gibi yapabileceği başka birşeyi yoktu kenar yönetiminde..
***
Her türlü eksikliğe ve handikaplara rağmen Balıkesirspor, bu maçı kazanamaz mıydı?
İkinci yarıdaki oyunuyla, mücadelesiyle elbette kazanabilirdi.
Galibiyete ulaşamasaydı bile, beraberlikte maçı tamamlayabilirdi.
Burak Çalık'ın ilk yarıda çok net durumda kaçırdığı gol.
Murat Sözgelmez'in son dakikalara girilirken, kale önünde bir metreden imkansızı başararak topu kale üzerinden auta göndermesi..
Olacak işler değildi futbol oyununda.
İşte futbol böyle birşey..
Galiba bu oyunu güzel kılan tarafı da bu olmalı!
***
Sonuçta çok çok değerli bir üç puan kaybettik.
Zaten kazanmak için de  kadro zenginliğimiz yoktu.
Olsaydı eğer Caner ile İsmail'in alternatifleri, 90 dakika sonunda sevinen taraf Urfa değil, Balıkesir olurdu.
Demek istediğim şu;
Balıkesirspor'un ligdeki gidişatına yön verecek 5 haftalık maratonun ilk iki etabında engele takıldı. Buna ister hakem etkisi denilsin, isterse şansızlık..
Oturup ağlayacak durumda değiliz.
Bahane aramaya ve kayıplara kulp bulmaya zamanı yok çünkü Balıkesirspor'un.
Şimdi önümüzde üç kritik hafta daha var.
Adana deplasmanı. İç sahadaki Mersin maçı. Ardından Ordu deplasmanı..
Bu maçlarda rakiplerimizi yenemiyorsak bile, yenilmemek için var gücümüzü ortaya koymalıyız..
***
.. ve son söz;
Dünkü mağlubiyetin sorumlusu olarak gösterilip sinkaflar edilmesini anlayamadım hakemlere..
En güzel, en şahane bahane hakemlere yüklenmek Türk futbolunda.
Kötüler mi kötüler bu sezon hakemler..
İyi de, Burak Çalık'ın kaçırdığını da es geçelim, Murat'ın o topu kaleye göndermesine de hakemler mi engel oldu?
Bahane aramak yerine yenilgilere veya puan kayıplarına, kadrodaki bazı oyuncuların alternatifi olup olmadığı üzerinde duralım.
Hedef büyük ise eğer, ara transfer dönemi için yola koyulalım..
Küçük ise eğer, kafanızı yeni şahane bahaneler bulmak için yorun derim.
.....