ABD'NİN İRAN ARASINDA SAVAŞ ÇANLARI ÇALARKEN,
BİR KULAĞIMIZ DA UKRAYNA DA OLMALI... 

Neredeyse on yıldır ABD'nin İranı vurmak istediğini gerekçelerini sıralayarak yazıyorum.
Bir çok ünlü stratejist "İran'la anlaşma yapıldı ABD İRAN'a saldırmaz" derken bunun bir şey ifade etmeyeceğini ve olacakları değiştirmeyeceğini dile getirdim .
Bugün iki ülke arasında savaş çanları çalmaya başladı.
ABD, İran'ın botlarına yüklenmiş füzeler ve İran'ın ticaret gemilerine saldırmasını  gerekçe göstererek, USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz Grubu ile 4 nükleer kapasiteli B-52 bombardıman uçaklarından oluşan Bombardıman Görev Gücü'nü körfeze sevk etti. 
Kuzey Irak'a da ve Suriye' nin kuzeyine de binlerce tırlık silahlar çoktan gitmişti. Akdeniz'de savaş gemileri hazır.
Bölgeye 120 bin kişilik ABD ordusu da gönderilmek isteniyor. 
Irak Hükümeti ABD nin her fırsatta Irak a asker yığmak istediğinden şikayetçi.

Bazı stratejistler bu gelişmeyi ABD'nin Çin ekonomisini, Çin'nin petrol tedarik imkanlarını kısıtlayarak durdurmak olarak niteliyor. Asıl gerekçe bu değil! Bu olsa olsa bence "önceden hesaplanmış ticaret savaşlarının" sadece bir parçası olabilir.
Asıl büyük oyun başka. Büyük oyun; ülkelerinde önemli oranda müslüman azınlık bulunan süpergüç veya süper güç adayı ülkelerin geleceğe yönelik endişeleri ve hesaplarından kaynaklanıyor. 

İçinde bulunduğumuz "olağanüstü boyutlarda küresel değişim" döneminde, tabiki ABD, Arap petrol ülkelerini kontrol etmeye ve üzerlerindeki hegemonyasını korumaya ve sürdürmeye devam etmek isteyecek. Bunu da gizemiyor zaten.

ABD, kendi kaynaklarını kendi inisiyatifi ile kullanabilecek ve Ortadoğu'da bir nükleer silahlarla bağımsız şemsiye açabilecek bir İran'a karşı. Zira böyle bir gidişat müslüman ülkeleri bir araya getirebilecek yeni bir kamplaşmaya ve hatta kutuplaşmaya yol açabilir. Arap baharı ile değiştirilen yönetimler böyle bir ihtimali zayıflatmak için değil miydi? 
Bu arada Rusya ne der? Çin ne yapar?

Rusya Ukrayna'yı kendi interlandında görmek isteyecektir.
Çin'nin ise hırpalanmış da olsa petrol tedarik bölgesi İran'la daha da yakınlaşmak işine gelecektir. 
Fakat, İslam kartını oynayacak gücü azalmış ve silah depoları ve tesisleri vurulmuş bir İran'a.
Bu tür müdehaleler uluslararası konsensüs gerektirir; konsensüs olmazsa daha büyük savaşların gerekçeleri hazırlanıyor demektir.

Gönül isterki sorunlar silah kullanılmadan çözümlensin!