- GÜNEY MARMARA (ÇANAKKALE-BALIKESİR EK OLARAK BERGAMA ve SOMA) DÜNYA'NIN EN ÖNEMLİ YATIRIM BÖLGELERİNDEN BİRİ HALİNE DÖNÜŞEBİLİR
- ÇANAKKALE'YE KAÇ KÖPRÜ YAPILIR?
- COĞRAFYA KADERDİR
- "İPEKYOLU" VE İSTANBUL

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev,  Ermenistan CB Paşinyan ile 15 Aralık'ta yaptıkları toplantıda Zengezur Koridoru'nun açılması konusunda anlaştı.
Türkiye ile Azerbaycan'ı hatta Asya'nın geri kalanını Türk Cumhuriyetleri üzerinden birleştiren bu ulaşım koridorunu da içine alan "İpekyolu projesi" Asya-Avrupa ulaşımında adeta vücudumuzdaki aort damarı gibi öneme sahip olacak. 
Zengezur koridoru yapılması planlanan "ipekyolu"nun diğer projelerine de büyük bir avantaj sağlayacak. 

Projeler bittiğinde Asya ve Avrupa'da 5.5 milyar nüfusun (Kuzey Afrika ile 6 milyar nüfus) ve bu nüfusun bulunduğu ülkelerin  ihtiyaçlarına yönelik olarak hizmet verecek.

8 TRİLYON DOLARLIK PROJE
Tarihdeki İpekyolu'na öykünülerek isimlendirilen bu projelerin maliyetinin 8 trilyon Dolar tutarında olacağı tahmin edilmekte. Konuşulan odur ki söz konusu yatırım ağırlıkla uluslararası sermaye ve Çin tarafından karşılanacak.


İSTANBUL'UN FİZİKİ KAPASİTESİ 5.5 MİLYARLİK BİR NÜFUSUN ULAŞIMINI SAGLAMAYA YETMEZ.

Proje hakkında bugüne kadar yayınlanan bilgilere göre yeni "İpekyolu" İstanbul geçişli olarak anılmaktadır. Ancak bu bilgilerin bugün için bir kesinliği yoktur.

Bana göre görünen odur ki İstanbul'un fiziki kapasitesi, 4.5 milyarlık bir kıtalar nüfusunun ulaşım ihtiyacını karşılamak için yetersizdir. 

Zorunlu olarak ulaşımın ağırlıklı bölümüne Çanakkale seçeneği cevap verebilecektir.

Bugünlerde İstanbul'a giden yeni yapılmış otoyollar dahi Bayram ve özel günlerde ihtiyaca cevap verememekte ve tıkanmaktadırlar. Açıktır ki İstanbul gibi 24 milyona ulaşması beklenen bir kentin dar toprak alanlarından Asya ve Avrupa'nın en önemli trafiğinin tümünün geçmesini düşünmek akla uygun değildir. 

İstanbul bu trafik için en 3-4 adet daha sadece bu trafiğe yönelik içinde tren yolları da olan köprüler gerektirecektir. Siz düşünün ortaya çikabilecek İstanbul çevresinde karşılaşabilinecek orman talanını. Kısacası İstanbul'da Ormanlar masal olur. Orman yokluğunda hava kalitesi ve akımları da değişeceğinden İstanbul yaşanmaz bir kent haline gelebilecektir.

ÇANAKKALE BOĞAZININ MARMARA DENİZİNE YAKIN SİT ALANİ DIŞINDAKİ ALANLARDA YENİ BOGAZ KÖPRÜLERİ GÜNDEME GELEBİLİR

Çanakkale "İpekyolu" projesi için önemli bir seçenek olacağına göre; zamanı gelince söz konusu kıtalararası trafik için yeni köprülerin yapılması konusu gündeme gelebilecektir. Çanakkale topraklarında Ulusumuz için manevi değerleri olan yerler proje alanları dışında tutulsa da boğazın Marmara Denizi'ne yakın kesimleri yeni projeler için gündeme gelebilir. Bu kapsamda tren geçişlerini içeren yeni 2., 3. ve hatta 4. Köprü projelerini duymak bizi şaşırtmaz.

MARMARA KÜRESEL YATIRIM MERKEZİ OLMAYA ADAYDIR.
5-6 YIL İÇİNDE GÜNEY MARMARA ÖZELLİKLE ÇANAKKALE BALIKESİR İLLERİ TOPRAKLARINA ULUSLARARASI YATIRIM AKIMI BAŞLAYABİLİR.

"İpekyolu projesi" iki kıtayı ve bunlarla Akdeniz çevresini birbirine bağlarken projenin merkezi yol güzergahının okyanuslara dahi açılan denizle kesişen tek coğrafya olan Marmara'da ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, Marmara, hem deniz ulaşımlarının hem kara ulaşımlarının kavşak ve merkez noktası niteliğindedir. 

Bu nedenlerle, Marmara'nın üç kıta ve Akdeniz'deki ekonomik faaliyetler için üretim, tedarik ve ulaşım noktalarının Denizden ve karadan "Dünya'ya açılan küresel merkezi kavşağı" olması onu küresel yatırımların en cazip yatırım alanı olmaya aday yapmıştır. Bugün itibarıyla konumu adaylıktan daha ileridir.

Yatırım dağılımlarında dikkat edilecek konu sit alanları ve birinci sınıf tarımsal alanların korunması meselesidir. Bu nedenle Trakya'nın verimli arazilerinin çokluğu nedeniyle korunan alanlar içinde olması beklenir. Balıkesir, Çanakkale için de ovaların, sahillerin, birinci sınıf arazilerin ve zetinliklerin korunması ulusal ekonomimiz ve gelecek nesillere  borçlarımız açısından önemlidir.
Bununla beraber yarı dağlık alanlar ve birinci sınıf tarım arazisi olmayan alanların Balıkesir'de yaygın olması (Çanakkale için de benzer yerler) bölgede yatırım alanları için potansiyelleri oluşturacaktır.

"Bölgeye bu kadar yatırım olacaksa ne tür çevre sorunları ile karşılaşacaktır?" gibi bir soru akla gelebilir. 
Sorunun cevabı şudur: 
4. Sanayi devrimi içeriği ve imzalan iklim anlaşmaları önümüzdeki yıllarda çevre kirliliğine yol açacak teknolojilerle yatırım yapmayı yasaklayacaktır. Bu tür firmaların denetimi uluslararası kurumlarla yapılacak; Çevre karşıtı yatırımların hem kredi bulmalari imkansizlasacak hem de çevreyi kirletmeleri durumunda alacakları cezalar faaliyetlerini sürdürmelerini engelleyecektir. Söz konusu yatırımların içinde bulunduğumuz yıllarda başlamaması şimdilik bir avataj gibi gözükmektedir. 
Ancak asıl sorun imar planlarıyla ilgi ortaya çıkabilir. Ne yazıkki ülkemiz çevreyi, ekonomiyi, sosyal hayatı ve kültürel meseleleri aynı anda ele alan multidisipliner (bir konuda farklı uzmanlık alanlarının birlikte çalışması) bölgesel planlardan henüz uzaktır.

Önümüzdeki süreçte diğer sorun; Güney Marmara'ya doğru yaşanabilecek nüfus göçüdür. Aşırı nüfus yoğunlasması ve yerleşim dağılımları bölgenin kültürel ve milli yapısının tolere edilebileceği oranları aşmaması üzerinde titizlikle durulan bir konu olmalıdır. 

Tabi önümüzdeki yıllarda, uluslararası yeni yatırımlarda robotlaşma ve otomasyonun çalışan insan ihtiyacını düşürmesi, bölgeye doğru ortaya çıkabilecek aşırı göçü yavaşlatabilecek gibi gözükse de ortaya çıkabilecek nüfus artışını ortadan kaldırmaya yetmeyecektir.

BÖLGE SAKİNLERİ BİLMESE DE BAŞKALARI DUYUYOR: 
NİÇİN SON ONBEŞ YILDIR BALIKESİR VE ÇANAKKALE'NİN TOPRAKLARI EDERLERİNİN ÜZERİNDE  İL DIŞINDAN GELENLERCE SATIN ALINIYOR?

İşte bu iki ilin gerçeği ve kaderi çok büyük ihtimalle iki kıtanın ve Akdeniz'in en önemli  kavşak noktasında potansiyelleri ile geleceğin en ışıltılı ve çekici coğrafya konumu olma durumunu vaad etmesidir.

YA İSTANBUL
Akla gelebilir; Bu proje kapsamında İstanbul teğet mi geçilecek? Bana göre tabiki İstanbul mevcut imkanları ile taşıyabileceği kadar payı Hatta çok daha fazlasını kendisine çekecektir. Sözünü ettiğimiz pay çok büyüktür ve İstanbul bu yeni şartlara şimdiden büyük bir planlamayla hazırlanmalıdır. İki kıtayı bağlayan "İpekyolu"nun iktisadi başkenti İstanbul olacaktır. Bu pozisyon İstanbul'u gelecekte ticaretin en stratejik kenti yapacaktır. O nedenle İstanbul mal üretiminden uzaklaşıp hızla finansın ticaretin küresel merkezi olmaya hazırlanmalıdır. Bununla beraber bütün yükü İstanbul'a yüklemeye kalkmak ne akıl, ne mühendislik, ne şehircilik ne de normal bir hesap işi olacaktır.

Sosyolojinin kurucusu ünlü düşünür İbni Haldun ne demiş? 

"Coğrafya kaderdir"

Her bölge kendi kaderine hazırlanmalıdır.

Konunun muhatapları olan tüm vatandaşlarımıza yazdım...