Balıkesir'in 1. derecede deprem kuşağında olduğu biliniyor.
Peki, şehirdeki riskli yapı stoku biliniyor mu?
Kimi araştırma sonuçlarına göre, bu oran günümüzde yüzde 70'lerden 50'lere kadar indi.
Rakamlarda düşüş olsa bile yüzde 50 çok büyük bir rakama tekabül ediyor.
Riskli bölgeleri tek tek mahalle adı vererek açıklamaya gerek yok.
Çünkü görünen köy kılavuz istemiyor.
Nereye nereden bakarsanız bakın gelecekteki mezar taşlarını (!) görüyorsunuz.
Ovalardaki tarım alanlarıyla alüvyonlu toprakların imara açılmasına sessiz kalırken, komşusunun güneşini kesen kuleleri de gözümüzün içine soktu imar rantçıları...
"Nasıl olabilir bu.." diyen çıkmadığı gibi, bir bölgenin kalbine dikilen mezar taşlarını savunanlar da çıktı!
Gerçekten ülke olarak aklı selimi kaybetmek üzereyiz.
★
Yenilenmesine ihtiyaç duyulan Balıkesir Afet Risk Planı'nın uygulamaya geçirilmesinde çok geç kalındığı bir gerçek.
30 yıldır konuşulan Akıncılar bunun en çarpıcı örneği.
Herkes olası bir İstanbul depremini konuşuyor, ama bunun Balıkesir'de de yıkıma yol açabileceği gerçeğini anlatmıyor.
Olası bir 6 ve üzeri büyüklüğündeki depreme dayanıklı yapıların yetersiz olduğunu dinlendirmeye çekiniyor her nedense.
Geçen Edremit Körfezindeki sarsıntı ile Kuzey Anadolu Fay Hattı yeni bir sinyal verdi.
Deprem bilimci, sedimantoloji ile deniz jeolojisi uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Edremit Körfezindeki depremin önemli bir fay hattı üzerinde gerçekleştiğine dikkat çekerek "Marmara ve Kuzey Ege bölgesi sürekli olarak stres biriktiriyor" ifadesiyle de tehlikeye dikkat çekti.
★
İşini iyi yapan ender kişiler arasındaki sn. Görür'ün söylemlerini dikkate alan, işiten oldu mu bilemiyorum
Geçmişte yaşanılan tecrübeler, "duyan çıktıysa da çoktan unutmuştur" dedirtiyor insana.
Her nedense tefekkür ile tevekkülün, tekbir ile tedbirin birbirine karıştırılması sonucu büyük felaketler yaşayan bizim ülkede her şey kısa sürede unutuluyor.
★
Ders almamız gereken acı olaylar bir kaç gün konuşuluyor. Ölenlerin hayat hikayeleri yazılıyor. Bir kaç suçlu bulunup infaz ediliyor. “Bizim şehirde durum nedir” benzeri cılız sesler yükseliyor.
Ardında şu dizeler kalıyor:
Lay lay lom galiba sana göre sevmeler
Hopa şinanay galiba sana göre sevilmeler
Uğramaz mı semtinize ayıplar utanmalar?
Duysalar elalem sana ne söyler...
Bunu bir yere not edin, çünkü aynı ihmal, aynı yıkım yarın tekrar olacak.
Yine histerik bir tepki yükselecek, bir hafta sonra herkes unutacak
Ey okur, senin anlayacağın;
Yönetimlerde devamlılık, meslek kuruluşlarıyla gazetecisinde fikri takip yok.
★
Mevzuyu hemen magazine veya parti kavgasına dönüştürmekte, suçu birbirine atma konusunda dünyanın hiçbir ülkesi elimize dökemez.
#Bolu yangını bunun son örneği.
Felaketler, facialar yaşanırken parti veya takım ayrımı yapmadığı gibi, dil, din, ırk da ayırmıyor.
Hepimiz yanıyoruz, hep birlikte molozların altında kalıp ölüyoruz.
★
Demem şu ki;
Allah korusun Balıkesir'de 6 üzeri bir deprem yaşansa, başta çarşı olmak üzere bir çok bölgeye ambulans giremez.
Felâket tellallığı gibi algılamayın bu yazılanları.
Balıkesir için kentsel dönüşümün kağnı arabası hızıyla gittiğini söylemeye, yaklaşmakta olan tehlikeye dikkat çekmeye çalışıyorum.
İktidarı ve muhalefetiyle seçilmişleri, depreme dirençli, trafiği ve sosyal donatılarıyla daha yaşanabilir yeni bir Balıkesir'i inşa etmeye davet ediyorum. Bu tarihi sorumluluktan kaçanları ve engel çıkarmayı düşünenleri de Allah'a havale ediyorum.
★
Hem söylesenize;
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli asrın felaketi gibi bir durum ortadayken, Balıkesir'deki riskli konut stokunun ortadan kaldırılmasını gündemde tutmayacağız da, "dilber elbisesi"ni mi konuşacağız?
Selametle...