YENİ yıla kanlı bir saldırı ile başladık biliyorsunuz.
Hayatını kaybedenler arasında Erdekli bir kardeşimizin de bulunması acılarımızı ikiye katladı şüphesiz.
Hele bir de, 27 yaşındaki özel güvenlik görevlisi kadına son görevin yerine getirildiği cenaze törenindeki bir fotoğraf karesi yüreğimi sızlatıp, yaktı.
Üç yaşındaki Hiranur, akrabasının kucağında ne olup bittiğinin farkında değildi, annesinin tabutuna bakarken.. 

Bu ilk değildi elbet. 
Türkiye, tabir yerindeyse bir ölüm-kalım, var olma savaşı, mücadelesi veriyor.
Biz bu savaşı hep birlikte kazanacağız. Hiranurların acısını birlikte paylaşıp, bu zor günleri aşacağız. 
Biliyoruz ki, bu saldırıların ardında ülkemizin toplumsal bütünlüğü var. Suriye var. Fırat Kalkanı var. 
AB/D,PKK/PYD,FETÖ ve DEAŞ’a karşı mücadeledeki kararlılığı var. Anayasa değişikliği var.
İstemiyorlar bir, beraber ve diri olmamızı. 
İstemiyorlar ayaklarımızın üzerine basmamızı.
İstemiyorlar, bağımsızlığımızı ve üretkenliğimizi..
Nasıl Çanakkale’de yenildiklerinde çekilmedilerse, 15 Temmuz’da yedikleri Osmanlı tokadına rağmen yine çekilmiyorlar.. 
Kardeşlerim, 
Çanakkale'yi nasıl 30 Ağustosla zafere dönüştürdüysek milletçe, 15 Temmuz’u da, tıpkı 95 yıl öncesinin ruhu bir “Büyük Taarruz”la taçlandırmalıyız..
04 OCAK 2016