Manavgat’ta başlayıp Akdeniz ve Ege bölgesini saran orman yangınları ile ciğerlerimiz dağlanırken millet olarak yüreklerimiz yangın yerine döndü. Bu yangınların gölgesinde birde yaşanan polemikler yangınlara benzinle gitmekten beter bir ortam oluşturdu Türkiye’de.

Gerçekten bu yangınlar ve peşinden çıkan tartışmalar kesinlikle normal karşılanamaz. Bir elin yangınların söndürülmesi üzerinden başlattığı algı operasyonuna şahit olduk. Bu algı operasyonunun devamında bilgilendirme ve iletişim aksaklıkları nedeniyle neredeyse orman yangınları üzerinden toplumsal kaos tehlikesinden döndük resmen.

Yazıyı kaleme almaya başladığımda Cuma gecesini gösteriyordu. Gelen haberler hızla orman yangınlarının denetim altına alındığıydı gösteriyordu. Cumartesi beklenen yağmur geçişleri ile yazıyı okuduğunuz sırada inşallah tamamen bitmiş olur.

Perşembe günü sabahtan dost buluşmaları için memleketin yolunu tuttum. Dostumuz Mehmet Kaya her yıl yaz mevsiminde doğduğu ve büyüdüğü, öğrencilik yıllarını geçirdiği Balıkesir’e Elazığ’dan 10-15 günlüğüne gelir. Dostları, arkadaşları ve tanıdıklarını ziyaret eder. Bizler de mezunlar günü dolayısıyla bu ziyaretlerde ona eşlik eder hasret gideririz. Korona dolayısıyla iki yıldır mezunlar günü yapılamıyor. Fakat Mehmet Kaya yıllık mutat ziyaretini bu yılda aksatmadı.

Oralıyım diye ifade etmeyeyim Balıkesir her açıdan güzel bir ilimiz. Aynı anda kış, bahar ve yaz aylarını birlikte yaşayabilen özelliğe sahip. Tıpkı Türkiye’nin coğrafi, sosyal, kültürel ve ekonomik bütün özelliklerini taşır. Her zaman arayıp soran Balıkesir’e gidip-geldiğimizde mutlaka buluştuğumuz dostlarımızdan Yunus Gökçe İvrindi’nin Gümele Köyünden. Yıllardır köylerinden bahseder. Madra dağlarının eteğinde İvrindi’nin son köyü. Bir tarafı Bergama diğer tarafı Ayvalık, Burhaniye, Gömeç’e yaslandığından bahseder. Bizim Bigadiç’in Alan kestanesi gibi Madra’nın kestanesini över hatta her yıl mutlaka Ankara’ya kadar tadını bize ulaştırır.

Yıllardır köyüne çıkartmayı ve Madra’yı göstermeyi arzu eder. Nihayetinde bu yıl Yunus dostumuzun bu arzusunu karşılamak üzere dostumuz Mehmet Kaya’nın ziyaretini de bahane ederek Ankara’dan RTÜK üyelerimizden ve Balıkesir aşığı dostumuz Nurullah Öztürk ve 19 Mayıs Hastanesi’nin kıymetli Başhekimi ve Dursunbeyli hemşerimiz Süleyman Gökduman ile Yunus Gökçe’nin köyü ve Madra davetinde buluştuk.

Hakikaten ormanla iç içe neredeyse karış düz alanı bulunmayan adeta Madra ile bütünleşmiş diğer köylerin aksine son yıllarda hiç göç vermeyen 300 haneyi bulan bir güzel Yörük köyü. Bizim Yunus’un yıllardır methettiği kadar var. Yunus’un sabah erken Madra programı dolayısıyla yola koyuldu. Şırıl şırıl akan dereler ve gökyüzünün görülmediği Türkiye’nin belki en çeşitli bitki örtüsünün bulunduğu bir ortama girince hakikaten bizim Yunus’un yıllardır ısrarının nedenini anlıyorsunuz. Hele hayatında neredeyse atkestanesinin dışında ilk defa kestane ağacı gören Süleyman ve Nurullah ile Mehmet’in hayretli bakışları görülmeye değerdi. Kestane ağaçlarının eğimli ve orman içi halleri kestanenin hangi zahmetlerle toplandığı sorusunun cevabını göstermesi açısından dikkat çekiciydi.

Bugünlerde orman yangınlarıyla boğuşan Türkiye’nin yangınlara karşı nasıl bir orman çeşitliliğine sahip olması gerektiği Madra’da çok net görülebilir. Çamın dışında Kestane, gürgen, palamut, akça ağaç dâhil bütün çeşitleri bünyesinde barındırıyor Madra. Hele kestane ile birlikte şifalı bitkileri kekik, ada çayı, moşapla gibi onlarca bitki ise köylünün geçim kaynakları arasında. Gümele kestane alanında önemli bir merkez olmuş. Köyün en önemli gelir kaynağı. Köyün ayrıca kooperatif olarak alabalık yetiştirme tesisleri de var.

Gümele programımız bununla kalmadı. Cuma namazının arkasından bizim Yunus’un Balıkesir’den davet ettiği diğer dostlarımız İbrahim Ürenlioğlu, Bayram Şahin, Zafer hoca ve İvrindi Belediye Başkanımız Yusuf Cengiz’de programa dâhil oldu.

Anlayacağınız şehir merkezlerinin bunaltıcı havasına karşı Madra’nın gölgesinin serinleten ortamında dostlarla buluşmak müthiş bir şey.

Son günlerin sıcak havasından sıyrılmak için çok uzaklara gitmenize gerek yok. Bu ülkede mutlaka sizlere yakın dostlarınızla paylaşacağınız güzel bir ortam mutlaka vardır.

Bu Pazar gününde Ülkenin olumsuz havasının dışında serinletici manzaralardan da bahsetmekte yarar var. Çevremizin kıymetini bilelim. Kurumuş otlar ve çam ağaçlarının bulunduğu ortamlara dikkat ederek ülkemizin güzelliklerinden mahrum kalmayalım.

Kalın sağlıcakla…