Aylık bağlama kriterleri güncellensin!

Türkiye’nin son bir yıldır içine düştüğü ekonomik türbülanstan çıkış çabaları devam ederken önümüzdeki seçim atmosferi nedeniyle inişli çıkışlı süreç yaşıyoruz.

Ekonomik türbülanstan çıkmaya yönelik adımların büyük kısmı bu seçim süreci nedeniyle boşa çıkabiliyor. Bu çerçeve son dönemde asgari ücret konusunda açıklanan rakamlar ve EYT konusundaki açıklamalar toplumsal umudu körüklerken 3 Ocak’ta enflasyon rakamlarının netleşmesi ile memur ve emekli aylıklarına getirilen artış beklentilerin altında kalarak hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Bu nedenle toplumsal tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı maaş artışını %25’ten %30’a çıkartmak zorunda kaldı.

Bu artış toplumsal tepkileri azaltmış olsa bile bitirmedi. Tam aksine gönüllerde önemli bir iz bıraktı. Bu sütunlarda vurgulamaya çalıştığımız bir gerçek var. 2023 seçimlerinde AK Partinin başarısı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilebilmesinin en önemli şartı fiyat istikrarının sağlanması ve sabit gelirlilerin alım gücünün artırılmasıdır. Bu sağlanabildiği taktirde rekor oya ulaşması hayal değil. Fakat bu iki şart yerine getirilemediği taktirde 2023 seçimlerini kazanmak hayallere kalacak kadar tehlikeye girecektir.

Bugün 6’lı masa kesinlikle halkın umudu değildir. Umudu haline gelecek hiçbir adım peşinde oldukları da görülüyor. Türkiye tarihinin en elverişli ortamın doğmasına rağmen muhalefet bu fırsatı kullanarak toplumun umudu olamadı. Her geçen gün bu umudu vermekten de uzaklaşıyor.

Aynı şekilde iktidarın girilen ekonomik türbülanstan kurtuluş cabaları da iki ileri bir geri adıma döndü.

Belki dikkate alınır beklentisi ile iktidarın her seferinde başını ağrıtan, tartışmalara neden olan asgari ücret ve özellikle BAĞ-KUR SSK kökenli emeklilerin maaş artışları konusunda çözüm önerisi gündeme getirelim.

Çünkü 11 yıllık emekli biri olarak maaşların nasıl eridiğine şahitlik ediyoruz.

Geldiğimiz noktada emekli maaşları ile geçinmek gerçekten imkansız.

Maaşların erimesinin temel nedeni eğer bilinçli bir yöntem değil ise büyük bir hatadır. Çünkü ortada emekli aylığı bağlanma yöntemi var. Fakat sonrasında bu emekli maaşlarının artış yöntemi değişmektedir. Problemde buradan kaynaklanmaktadır.

Mesela emekli olduğum 2011 yılında asgari ücret 599 TL iken bağlanan maaş 1100 TL idi. Maaş bağlanırken yatırılan SSK primlerinin asgari ücrete oranları üzerinden sistem işletilirken yıllar içindeki maaş artışlarında farklı yöntem işletildi. 11 yılın sonunda emekli maaşımız asgari ücretin %183’ü iken son maaş artışı ile asgari ücretin ancak %91’ine takabil ediyor. Yani aldığımız maaş %50’nin üzerinde erimiş oluyor.

Emekli maaşlarında yaşanan bu değer kaybını düzeltmek maaş artışları ve asgari ücret tartışmalarını bitirmek için emekli maaş bağlama yönteminin asgari ücret artış oranlarına paralel olarak uygulanmalıdır. Böylelikle özellikle SSK emekli maaşlarındaki değer kaybı önlenerek artış tartışmaları bitirilebilir.

Bu konuda yasal düzenlemeye gerekte olmayabilir. Bu zor bir yöntem değil. Halen SGK yeni emeklilere maaş bağlama yöntemi olarak bunu uygulamaktadır. Böylelikle farklı prim yatıran emeklilerde yatırdıkları prim oranlarına göre adilane maaşlarını almaya devam edebilir. Önemli bir haksızlık giderilebilir. Tartışmalarda son bulur.

Kalın sağlıcakla...