Vefat ettiği gün Balıkesir, sadece bir avukatı değil; bir sesini, bir rengini, bir hafıza taşıyıcısını kaybetti. Onun cenazesinde herkes aynı cümleyi fısıldıyordu: “Bir devrin tanığı gidiyor…”

Bir şehir düşünün…

İçinde öyle insanlar olur ki sadece yaşadıkları döneme değil, şehrin belleğine damga vururlar. İşte Balıkesir için bu isimlerden biri, hiç kuşkusuz Avukat Turgut İnal'dı.

Renkli kişiliği, keskin zekâsı, etkileyici hitabeti ve adalete bağlı duruşuyla Balıkesir’in çınarlarından biri olarak anılır.

image.png

Hukuka Adanmış Bir Ömür

Genç yaşta avukatlığa başlayan Turgut İnal, kısa sürede şehirde adından söz ettiren bir hukukçu oldu.

Adalet onun için sadece bir kavram değil, yaşam biçimiydi. Bu anlayış, onu Balıkesir Barosu’nun uzun yıllar süren başkanlık görevine taşıdı.

Baro onun döneminde yalnızca bir meslek örgütü değil; toplumun vicdanı hâline geldi.

Bu cesur duruşun elbette bedelleri de oldu. Dönem dönem tehditler aldı, hatta bir saldırıya uğradı.

Ama o hiçbir zaman geri çekilmedi. Çünkü sarsılmaz bir inancı vardı: “Savunma susarsa, toplum susar.

BRT’nin Kurucularından, Mikrofonun Güçlü Sesi

Turgut İnal denilince Balıkesir’de hatırlanan bir diğer önemli unsur, onun medyaya katkısıdır.

BRT’nin (Balıkesir Radyo Televizyonu) kuruluşunda aktif rol aldı.

Radyo yayıncılığının ilk adımlarında yer almak, Balıkesir’in sesini halkın evine taşımanın bir parçası olmak onun için büyük bir tutkuydu.

Yıllarca “Adaletin Bu mu Adalet” gibi programlarla mikrofonun başına geçti.

Hukuku sadeleştirerek anlatması, toplumsal konuları kendine has üslubuyla yorumlaması, halkın ona olan sevgisinin en önemli nedenlerindendi.

Radyoda konuştuğunda herkes kulak kesilirdi.

Kaleminin Gücü: Kitaplara Sığmayan Bir Düşünce Dünyası

Söylemekle yetinmeyen, yazmayı da seven biriydi.

Demokrasi, insan hakları, devlet-vatandaş ilişkisi, hukuk devleti gibi konularda kitaplar kaleme aldı.

Eleştirileri keskin, analizleri berrak, dili ise her zaman akıcıydı.

Kalemi kadar vicdanı da güçlüydü.

Her satırında toplumsal bir sorumluluk, bir uyarı, bir öneri vardı.

Siyasetin İçinde Ama Sözün Üstünde

Turgut İnal, siyasetten de uzak durmadı. Çeşitli partilerde önemli görevler aldı.

Ama siyasi kimliği hiçbir zaman kişiliğinin önüne geçmedi.

O, koltuk için değil; fikir için mücadele eden bir insandı.

Haksızlığa karşı yalnızca hukuk alanında değil, siyasette de sesini yükseltti.

image.png

Alçak Sözlere Değer Vermeyen Asil Duruş

Onu tanıyan herkesin bildiği bir tavrı vardı:

Alçakça söylenen bir söze cevap vermezdi.

Bir kişide bir alçak söz varsa, daha niceleri de vardır” der, seviyesizliğe karşı sessizliği en büyük cevap olarak görürdü.

Bu tavır, onun karakterinin ve hukuk anlayışının temel taşlarından biriydi.

Bir Çınarın Sessiz Gidişi

Vefat ettiği gün Balıkesir, sadece bir avukatı değil; bir sesini, bir rengini, bir hafıza taşıyıcısını kaybetti.

Onun cenazesinde herkes aynı cümleyi fısıldıyordu:

Bir devrin tanığı gidiyor…”

Ama gidişi, bıraktığı izleri silmedi.

Radyo programlarında çınlayan sesi hâlâ kulaklarda, kitaplarındaki satırlar hâlâ zihinlerde, baroda bıraktığı izler hâlâ meslektaşlarında yaşamaya devam ediyor.

Av. Turgut İnal, Balıkesir’in yetiştirdiği en özel şahsiyetlerden biriydi.

Bir hukuk adamıydı ama sadece hukukun değil, insanların da kalbine dokunan bir adamdı.

Bir gazeteciydi ama mikrofonun değil, hakikatin sesiydi.

Bir siyasetçiydi ama makamın değil, ilkenin peşindeydi.

Bir yazardı ama kaleminin ardına saklanmadan yazanlardandı.

Onu bugün rahmetle, saygıyla ve şehrin belleğinde hâlâ yaşayan sıcaklığıyla anıyoruz.