Geçtiğimiz günlerde Gabar Dağı’nda çok önemli petrol yatakları bulunduğu haberleri yayıldı. Bölgeyi çok iyi bilmediğim için petrol bulunan yerin nerelere yakın olduğundan haberdar değildim. Fakat Silopi ve Zaho hattında olduğunu öğrenince eski bilgileri hatırladım.

Hendek olayları sırasında 2016 yılında Milat Gazetesi’nde “Altında maden olan yerin üstündeki kavga” başlığını taşıyan bir yazı kaleme almıştım. O yazı da aslında Hendek olaylarının arkasında bölgede çıkarılmaya hazır 500 milyar doların üzerinde petrol rezervlerinden bahsetmiştim. Bu petrolün çıkarılması konusunda ABD’ye Süleyman Demirel’in tekrar iktidara gelirken sözlü taahhütlerine işaret etmiştim.

ABD’nin bu petrolü çıkarmak konusunda PKK’yı kışkırtarak Türkiye’yi hendek olayları ile masaya oturtmak istediğini açıkça ifade etmiştik. 15 Temmuz darbesine giden en önemli olaylardan biri olan hendek olaylarında ABD’nin aslında NATO üzerinden bölgenin kontrolünü sağlama hazırlıklarına da işaret etmiştik.

Bölgedeki petrole delil için ise iki farklı tanığın hikâyelerine değinmiştim. Biri Şırnak Linyitleri diğeri de Zaho’yla ilgiliydi. İncirlik ABD üssünde İrtibat Subaylığı yapan bir emekli asker dostumun 1992 yılında başından geçen olayı hatırlatarak.

Gabar Dağı petrolü ortaya çıkınca önce Zaho ile uzaklığına baktım. Yolun uzunluğu 110 km. Bölge Zaho’ya yakın olunca uzun süredir görüşmediğim o asker dostumu aradım.

Halleştik. Dertleştik. Konuyu 1992’deki olaya getirdim.

Sevindi. Kendisinin de başından geçen olayı ilgili yerlere tekrar bildirdiğini ifade etti.

O arada Zaho ile Gabar Dağı’nın 110 km olduğunu söyleyince itiraz etti. Kuş uçuşu 60 km’yi geçmez dedi. Yani şu an Gabar’daki petrol meselesi aslında tesadüfî değil. Uzun yıllara yayılan bir hikâyenin sonucu. Yani dostumun raporlaştırdığı konu aslında.

Muvazzaflık döneminde Genelkurmay’a rapor etmesine rağmen uzun yıllar hiçbir girişimde bulunulmayan bir konu ısrar edilince eninde sonunda gündeme geliyor. Şimdi ise Türkiye’nin umudu oluyor.

Dostuma Zaho’daki hikâyeye konu olan petrol gölcüğünün yerini tekrar sordum. Dedi ki; Zaho’nun Kuzey-Doğusu’nda 3,5 km uzağında. ABD petrol göletçiğini dışarıdan gözükmesin diye Türkiye’den giden 20 bin fidanla ağaçlandırmış. Yani tarif edilen bölgede şu an 20 dönüm ormanlık alanda gizlenen bir petrol göletçiğidir.

Hikâyeyi anlatmadan ne demek istediğim anlaşılmaz. Bizim dostumuz 1992 de İncirlik Üssünde irtibat subayı iken sabah iş yerine geçiyor. Bakıyor ki kapısının önünde 2,5 litrelik bir kola şişesi. Şişeye bakıyor ki kola değil. Bilmediği bir şey. O arada ABD’li general geliyor. Şişeyi kendisinin koyduğunu söylüyor. ABD’li komutan şişede petrol olduğunu ifade ediyor. Bu şişeyi Zaho’dan bir petrol göletçiğinden yeni getirdiğini ifade ediyor. Ve ilave ediyor; “Bu Zaho tarafında varsa sizin sınırda da kesin vardır. İnceletseniz iyi olur. Eğer işleyebilirseniz Türkiye çok zengin olur”.

Bizim dostumuz konuyu bir rapor halinde Genelkurmaya bildiriyor. Kendisine dönüş olmadığı için gönderdiği raporun akıbetinden haberdar olamıyor. Muvazzaf iken tanıştığımız dostumuz emekli olduktan sonra bu olayı bana yıllar önce anlatmıştı. Bende hendek olaylarının perde arkasını yazarken bu olayı nakletmiştim.

Şimdi gündeme gelen Gabar Dağındaki petrol olayı çok ciddidir. Seçim vaadi olarak görülemez. Seçime kurban verilemez. Bölgede hakikaten Türkiye’nin önemli derecede ihtiyacını karşılayacak kaynakların varlığının delilidir.

Ne amaçla olursa olsun bu petrolün Türkiye ekonomisine kazandırılması kaçınılmazdır. Hatta bununla kalmayıp Zaho tarafında halen ABD’nin değerlendirmediği bölgeyi de kapatacak çalışma yapılmalıdır.

Kalın sağlıcakla..