Bunlar, insanlara tepeden bakan, gazete köşelerinde, ekranlarda, dijital platformlarda herkese her türlü hakareti etmeyi, her sözü söylemeyi kendilerine “hak” gören, itibar suikastları yapan dümenciler.
Diyorlar ki bana:
“Fatih Altaylı tutuklandı, niye tepki göstermiyorsun?”
Benim nazarımda Fatih Altaylı hiç de matah bir adam değildir.
Bunu şundan söylüyorum:
Eskiden dini bayramlarda gazeteler yayımlanmazdı. Böylece meslektaşlarımız aileleriyle beraber olma şansı yakalardı. Bu arkadaş, Zafer Mutlu ile öncülük edip bu geleneği yok etti. Bununla da yetinmediler tabii.
Atatürk adını istismar ederek yazdığı kitaplarla servet edinen arkadaşla ikisi, Sarı Basın Kartı’na da kafayı takmıştı. Basın Kartı sahiplerine toplu taşıma araçları başta olmak üzere, sınırlı sayıdaki kamu hizmetlerindeki kolaylığın kaldırılması gerektiğini dillendirmişti. Anadolu'daki gazetecilerin hangi koşullardan çalıştığını bilemeyecek kadar da gözleri kör, vicdanları karaydı bunların...
★
Bunlar, ticareti İstanbul, siyaseti Ankara’dan ibaret gören gemide. “Bunlar kendilerine Müslüman” diyebileceğimiz tayfa.
Bunlar, kendilerinden birine fiske atıldığında ortalığı velveleye veren; Anadolu’da sadece ve sadece gazetecilik yaptığı için biri öldürüldüğünde, darp edildiğinde, göz altına alındığında, tutuklandığında görmeyen, duymayan, bilmeyen, sesi soluğu çıkmayan tayfa.
★
Bunlar, insanlara tepeden bakan, gazete köşelerinde, ekranlarda, dijital platformlarda herkese her türlü hakareti etmeyi, her sözü söylemeyi kendilerine “hak” gören, itibar suikastları yapan dümenciler.
Bunlar, kendilerini gazeteci, Anadolu’daki meslektaşlarını “hor” gören düka beyliğinin temsilcileridir.
Anadolu’da olup bitenlere geçmişte sessiz kaldıkları içindir belki ki bugün başına gelenler.
★
Yine de…
Fatih Altaylı’nın katılmadığım konuşmasındaki ifadeleri gerekçe gösterilerek tutuklanmasına üzüldüm. İfadeleri suç içeriyorsa, yargılaması tutuksuz da yapılabilirdi. Tez vakitte özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum.
★
Bu arada şunu da eklemem gerek:
Gazetecilik; hakaret etme, aşağılama, hor görme, küçük düşürme, kişilerin özel yaşamlarını irdeleme mesleği değildir.
Basın özgürlüğünü şahsi özgürlük olarak görüp milletin değerlerine, insanların özel hayatlarına saldıranlara gazeteci denilemez.
Bunlara biz dün de “şarlatan” dedik, bugün de diyoruz.
#23Haziran #KendimeNotlar #RamazanDemir