Bugüne mahsus değil,

30 yıl önce Anadolu Spor Gazetecileri Derneği ile yola çıktığımız da vardı kuduz olmuşçasına höyküren bugün de var..

Biraz önce faceyi açtığımda

11 yıl önce

"Gazeteciler dedikodu yapar mı?"

başlığıyla yazdığım bir yazı çıktı karşıma.

TRT ve İHA muhabiri Taşkın Sarıca kardeşimiz altına ekteki görselde yer alan notu düşmüş.

taskin-sarica-pa

Değiştirilmesine gücümüzün yetmeyeceği

işlere enerjimizi harcamak yerine,

en azından mesleğe saygısı olan insanların

birbirine inanması, sahip çıkması için heyecan yaratmak gerekiyor sanırım..

İnsan insana lazımdır, ama insan insana” diyor ya şair.

Ne İsa'ya, ne Musa'ya yaranabilen gazeteciye de gazeteci lazımdır.

çünkü,

Gazetecinin gazeteciden başka dostu yoktur,

Gazeteciyi ancak gazeteci anlayabilir ve korur.

Enerjimizi dedikoduyla heba etmek yerine, asıl işimize, mesleğimize yoğunlaşalım derim!

Aksi halde; gelecek adına yapılması gerekenleri ıskalayabilir, meydanı tamamen şarlatan ve pespayelere bırakabiliriz!

Bu arada size; “Cemiyet ne yaptı, yapıyor?” diyenlere, gerçekleşen işleri anlatmak yerine;

"Siz onu, bunu boşverin de, bugüne kadar ne gibi talepte bulundunuz, ne gibi öneri getirdiniz de, biz sizi dinlemedik, talebinizi değerlendirmedik, önerinizi hayata geçirmek için çalışma yapmadık.." karşılığını verebilirsiniz.

Hatta şunu da ekleyebilirsiniz;
"Bakın hem bu şehirde 10'un üzerinde 'gaztecilik derneği' varmış, peki onlar Gazeteciler Cemiyeti'ni eleştirmekten başka ne iş yapmış!..."

Tekrar edeyim,

Rahatsızlık "şarlatan", "pespaye", "tehdit", "şantaj" kelimelerini sıklıkla kullanmamızdır.

Sadece günümüze mahsus değil. Dün ile bugün arasındaki tek fark, artık pıtrak gibi her yerden çıkıyorlar!

Bir de "bana niye ödül vermediler/niye beni oraya/buraya götürmediler" diyenlerimiz var. Onlar da, geçmişte ahde vefa diye bir şeyin hiç olmadığını unutup, anlık öfkeyle sallıyorlar, ilk aklına gelene!

En başta dediğim gibi;

Dünden bugüne yaptığımız her etkinlik sonrası höykürmeler vardı. Bizler gitsek de bitmeyecek!

...ta ki meslek yasası çıkana,

yerel yöneticilerin

gazeteciyle şarlatanı ayırt edinceye kadar devam edecek...

Kıymetli yol arkadaşlarım

her birimiz gönüllü olarak,

zamanımızdan fedakarlık yaparak,

hiç bir karşılık beklemeden,

menfaat ilişkilerine girmeden,

mesleğimize olan saygımızdan ötürü görev üstlenerek sorumluluk alıyoruz.

Gazeteciler Cemiyeti yönetimi, denetimi, disiplini.. ve bugüne kadar yüzlerine kara çaldırmadığımız üyeleri bence saygıyı hak ediyor.

Sizlerle sadece Taşkın Sarıca kardeşimin 11 yıl önceki "SALLA" yorumunu paylaşayım istedim, ama roman oldu.

Kimbilir, yazmak gönlümüzle dertleşmek, fikirlerimizle konuşmak belki de.

Hem bir insanın meslektaşlarıyla hemhal olması ve candan dertleşmesinden başka gönülden gönle başka nasıl köprü kurulsun ki!..

Allah eksikliğinizi hissettirmesin.

Selametle..