Yaş itibariyle mizah dergilerinin gazete tirajlarını katladığı o efsane yıllara denk gelmiş şanslı nesildeniz aslında…

Küçüklüğümüzün Gırgır’ı misal…

Açık ara Türkiye’nin onlarca yıl bir numaralı mizah dergisiydi.

Milyondan fazla tirajı vardı.

Bu açıdan dünyanın da önde gelen ilk 10 mizah dergisi arasında yer alıyordu…

Gırgır ile beraber Fırt ve Çarşaf da hatırı sayılır tiraja sahiplerdi.

Adı üstünde mizahtı.

Ama aynı zamanda özellikle siyasiler için gazete köşe yazılarından etkili eleştiri kaynağıydı.

O zamanlar Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş üzerinde yoğunlaşan eleştirel mizah, zamanla Özal, Çiller, Yılmaz ve diğer siyasetçilerle devam etti.

Oğuz Aral’ın dümeninde olduğu zamanların ardından her ne kadar kendi içinde bölünerek Limon ve Hıbır gibi yeni mizah dergileri doğmuşsa da ekonomik sıkıntılar sebebiyle bir süre sonra Gırgır, Fırt ve Çarşaf kapandı, adları kaldı ve biz zaman içinde hep o zamanki karikatürleri ve o zamanların karikatürlerine gösterilen engin hoşgörüyü konuşur olduk.

Özeti, siyasi arenada zaman içinde ama zamanın akışına aykırı olarak karikatür ve mizaha olan hoşgörü, gülüp geçme, tahammül sınırları darlaştı.

Musa Kart gibi bir karikatürcü bile FETÖ kumpasları ile cezaevine girdi.

Pek çok karikatürist, pek çok dergi ağır tazminat yükleriyle karşı karşıya kaldı ve kalıyor.

Bununla beraber mizah dergileri ve gazetelerin karikatür köşelerinin yanında mizaha olan hoşgörüsüzlük yazılı basın yanında görsel kısma da yani ekranlara da taşındı.

Eskiden siyasileri, toplum içinde yaşanan olumsuzlukları, kamu tarafında olagelen yanlışları hicveden “Olacak O Kadar” gibi gülüp geçmemiz ama aynı zamanda gülerken düşünmemiz gereken, hataları ve şikayetleri mizah şemsiyesi altında yansıtan programlar da yok oldu gitti.

Gerçekten siyasette zaman içinde azalan hoşgörü, yaşadığımız yıllar için ayrı ve kapsamlı bir inceleme konusu olacak boyutta.

Demirel ve Ecevit başta olmak üzere Erdal İnönü ve Turgut Özal hakkında çizilen nice karikatürü alıp incelediğinizde Türkiye’nin maalesef hoşgörü liginde de pek çok basamak kaybettiğini görüyoruz.

Hele hele yaşımızı aşan şekilde Gırgır’dan geriye gitmek gerekirse NTV Yayınları’ndan çıkan ve 1923 ila 2008 yılları arasını kapsayan Karikatürkiye adlı enfes eseri edinmenizi salık veririz.

Ve nihayet 2022’ye geldiğimizde ise….

“Güldür Güldür Show” var biliyorsunuz…

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir bölümünde Bakan Nebati’yi hicveden bir skeç yayınlanmış…

(Önce yayınlanmadı, yayınlanmayınca sansür iddiası geldi. Kötü ki ne kötü…)

(Sonra yayınlandı, sonra yayınlandı diye bu skeç haber oldu)

Nebati skece espri ile karşılamış.

Bu da haber oldu tekrar ve tekrar..

Neymiş, “espriyi olgunlukla karşılama olgusu yeniden gündemimize girmiş”

Bunu da kim yazdı?

Bir zamanların amiral gemi denen gazetesinin genel yayın yönetmeni!

Pöh!

2022 yılındayız… Güldür Güldür gibi zaten niteliği belli “gülmece güldürmece” programında ekonomi konu edilerek yapılan bir bakan eleştirisine bakan gülümsemiş geçmiş.

Haber oluyor bu iyi mi?

Haberi geçtik, godaman(!) gazetenin yayın yönetmeni de Bakan’a bu sebeple teşekkür ediyor.

Neden?

Dava mı açmalıydı Bakan?

Bu kadar mı koptuk mizahtan?

Erbakan için bile nasıl karikatürler çizilirdi de Erbakan güler geçerdi.

Çünkü adı üstünde karikatür idi, hakaret etme niyeti ne çizende, ne okuyanda vardı.

Çünkü siyasetçi zaten olgundu, bunları aşmıştı.

Şimdi bakıyoruz da bir tv programında bakan küçücük hicvedilmiş de….

Bakan espri ile karşılık vermiş de….

Nereden nereye be Türkiye’m…

Bu kadar kutuplaşma…. Bu kadar kopma…

Engin hoşgörüden hoşgörüsüzlüğe savrulma…

Tekrar ediyoruz; bugünün tüm siyasetçileri NTVYayınları’ndan çıkan “Karikatürkiye”yi bir edinsinler…

Belki biraz bakış açıları değişir, ufukları açılır…

Neredeymiş ne olmuşuz bir düşünürler!