20-21-22- 23-24 2012 tarihleri arasında 20.si düzenlenen “Uluslarası Hazar Şiir Akşamları” etkinliğine katılmak amacıyla, geçtiğimiz hafta sonunda Balıkesir’den Elazığ’a hareket ettiğimde, böylesi dolu dolu bir programa katılacağım, böylesine mükemmel bir organizasyon ile karşılaşacağım aklımın ucundan bile geçmemişti.
Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı, arkadaşım Bedrettin Keleştimur’un tavsiyesi, Elazığ Valiliği - Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünün daveti ve BAYŞAD Yönetim Kurulunun kararıyla; Balıkesirli yazar, şair ve sanatçıları temsil etmek üzere çıktığım 4 günlük Elazığ ziyaret sonrasında; onlarca şair-yazar tanımış, uluslar arası çapta düzenlenen büyük bir faaliyeti yakından takip ederek tecrübe kazanmış ve bu tür organizasyonların şehrimizde de yapılıp yapılamayacağını bir cemiyet adamı gözüyle değerlendirme imkanı bularak, önümüzdeki aylarda ilki “2. Kazdağları Şiir Günleri”, ikincisi de “1. Karesi Kültür-Sanat ve Şiir Günleri” adıyla düzenlemeyi planladığımız iki ayrı etkinliğin oluşması ve yürütülmesi hakkında geniş bilgi, ufuk ve birikim kazanmış şekilde geri döndüm.
Yurt içinden ve dış yurtlardan 150 civarında sanatçı,  yazar, şair, gazeteci, bilim adamı, cemiyet adamı ve misafirin davet edilip 4 gün boyunca ağırlandığı 20. Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları etkinliği genel itibariyle kusursuzdu, organizasyonda ufak tefek noksanlıklar ve gecikmeler olsa da faaliyetin amacına ulaşmış olduğunu hep birlikte gördük.
Bu etkinlikler sırasında, Elazığ’da mahalli yöneticiler arasında büyük bir uyum ve koordinenin mevcut olduğuna şahit oldum. Valilik, Belediye Başkanlığı, Üniversite, Ticaret ve Sanayi Odaları, diğer kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri birbirleriyle adeta yarışırcasına gayret gösterdiler, misafirleri memnun etmeye çalıştılar.
Etkinlikler, 6 ayrı bölüm halinde planlanmış ve 4 güne yayılmıştı: Yunus Emre ve Aşk konulu düzenlemeler, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden davet edilen Yazar ve Şairler Derneklerinin temsilcileri, Ünlü Şairler ve Gazeteciler, Türk Dünyasından davet edilen şairler, Elazığ Musikisi Konseri, Şiir Akşamları Finali…
Hazar Şiir Akşamlarının bu yılki teması “Yunus Emre ve Aşk” idi. Bu sebeple: Bu sahanın uzmanı, BAÜ mezunu, Doç Dr. Mustafa Tatçı ve yazar Sadık Yalsızuçanlar, 4 gün boyu panel ve konferanslarda, Yunus Emre’de aşk temasını anlattılar. Şiir ve sunum sanatçısı Serdar Tuncer, Yunus Emre’den şiirler okudu. Lise öğrencileri arasında Yunus Emre konulu bilgi yarışması düzenlendi.  Denizli Yunus Emre Derneği 6 kişilik kadrosuyla Yunus’tan ilahiler seslendirdiler…
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren yazar ve şairler derneklerinin temsilcileri ilk olarak organize bir şekilde Hazar Şiir Akşamları etkinliğinde bir araya getirilmişti. Aslında bu, önümüzdeki yıl yapılması düşünülen “Anadolu Kültür ve Sanat Kurultay “ için bir hazırlıktı. Avrasya Yazarlar Birliğinin büyük katkıları olan bu proje kapsamında düzenlenen ve Bedrettin Keleştimur’un oturum başkanlığını yaptığı panelde Dernek temsilcileri 10’ar dakikalar konuşmalar yaptılar, çalışmaları ve projeleri hakkında bilgiler verdiler. 
Bu çerçevede ben de BAYŞAD (Balıkesir Yazarlar ve Şairler Derneği) adına yaptığım konuşmada, ”Hasan Basri Çantay’ın – Ömer Seyfettin’in memleketi, efeler diyarı Balıkesir’den, Şiirin Doğudaki başkenti – Gakkoşlar diyarı Elazığ’a gönül dolusu selamlar getirdiğimi beyan ettikten sonra,  şehrimizdeki kültür-sanat çalışmaları hakkında bilgiler verdim, 1-2 Eylül 2012 tarihlerinde 2. Kazdağları Şiir Akşamları, 10-14 Ekim 2012 tarihleri arasında da 1. Karesi Kültür-Sanat ve Şiir Günleri adı altında iki ayrı etkinlik için kolları sıvadığımızı beyan ettim.
Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Doç Dr. Yakup Deliömeroğlu, yaptığı değerlendirme konuşmasında, Anadolu’da faaliyet gösteren kültür ve sanat derneklerinin süratle kaynaşmaları, birbirlerinin tanımaları ve ortak projeler yapmaları gerektiğini vurgulayarak, Anadolu Kültür-Sanat Kurultayının toplanması için hazırlıkların başlatılması tavsiyesinde bulundu.
Hazar Şiir Akşamları etkinliğine yurt içinden ve dış yurtlardan tanınmış pek çok şair ve yazar davet edilmişti. Azerbaycan, Kırım, Türkmenistan, Başkurdistan, Tataristan, Kazakistan, Özbekistan, Gürcistan-Borçalı, Doğu Türkistan, Irak, İran.. gibi ülke ve bölgelerden 20 civarında davetli vardı. Bunlardan Gürcistan-Borcalı bölgesinde yaşayan, Karakalpak Türk’ü Osman Ahmetoğlu oda arkadaşımdı. Kendisiyle sıkı dost olduk, Gürcistan Borçalı bölgesinde 500 Bin Karakalpak Türkünün yaşadığını da ondan öğrenmiş oldum.
Şiir programlarının en popüler ismi Cemal Safi idi. 2010 Yılı Türk Dünyası edebiyatçısı seçilen Şair Ali Akbaş’a da ilgi yoğundu. Muhsin İlyas Subaşı’nın yanı sıra Mevlüt Uluğtekin Yılmaz, Ahmet Sargın, İsa Başaran, Alim Gerçel ve Halistin Kukul’u da yıllar sonra dünya gözüyle görmekteydim. Yavuz Bülent Bakiler rahatsız olduğu için, Bahattin Karakoç da, kardeşi Abdurrahim Karakoç’un vefatı nedeniyle gelememişti. 
Kapodokya perisi Ayşe Paslanmaz’ı, Salihli’nin şiir ve edebiyat emekçisi Ahmet Otman’ı , Eskişehirli İbrahim Sağır’ı, Kütahyalı İsa Kahramanı, Çanakkaleli Mustafa Berçin’i, Yozgatlı Ahmet Sargın’ı, Tokatlı Dursun Elması da burada tanıdım…
Öte yandan, Süryani Kilisesi Papazı İshak Tan beyi de burada tanıdım. Önce bir yanlış anlaşılma ile başlayan diyalogumuz sonradan dostluğa dönüştü. Kendisi de şair. Devlet ricali ile birlikte bütün programlarda boy gösterdi. Son günkü Şiir Finalinde de sahne alarak, şair sıfatıyla Türkçe bir şiir okudu ve alkışlandı.
Türkiye’nin batısından doğusuna uçarak yirmincisine katılmak bahtiyarlığına eriştiğim Hazar Şiir Akşamları vesilesiyle, bir yandan uluslar arası bir etkinlikte şiir ve edebiyat zevkini yaşarken, bir yandan da türküleriyle-müziğiyle, mahalli kültürüyle,  gönül dostlarıyla, gerçekten hayranı olduğum Elazığ şehrini daha yakından görmüş ve havasını yaşamış oldum.
Şimdi.. Yaşadığım bu tecrübeyle birlikte, iki ay sonraki “2. Kazdağları Şiir Akşamları”nı, üç ay sonraki “1. Karesi Kültür – Sanat ve Şiir Günleri”ni düşünüyorum…Valisiyle, belediye başkanıyla, sivil toplum kuruluşları ve sanatsever halkıyla birlikte bu faaliyetlerin bir bütünlük ve uyum içinde geçmesini diliyorum.. 
Elazığ’daki sanat ve gönül birlikteliğinin Türkiye’ye örnek olması niyazı ile…