AB/D ülkelerinde, İslam dünyasına karşı çok sistemli bir saldırı olduğu gerçek. 
Müslümanlara karşı kendi toplumlarına kayıtsız korku ve nefret aşılıyorlar. İslamofobi deniliyor bunun adına.
Büyük endişeler var, aklı selim toplumlarda.
Kurgular yapılıyor bugünden 30, 40, 50 yıl.. Hatta bir asır sonrası için. 
Müslümanların 50-60 yıl sonrası tüm dünyaya hakim olacağından korkuyorlar.
Endişeler giderek arttığı için yazdıkları senaryoları devreye koyuyorlar bir bir..
Senaryo deyince, tarihe 9/11 olarak geçen ikiz kule saldırısı geldi aklıma.
Ne dersiniz!
İslamofobi konusuna buradan bir girelim mi?
ABD'de yaşanan 11 Eylül terörist saldırıları, Müslümanlara karşı bakışı büyük ölçüde değiştirdi.
Olaya “senaryo” diyenin çok olduğunu biliyoruz, ama "hayır değiştirmedi" diyeni duymadık, görmedik, bilmiyoruz.. İşin o boyutunu şimdilik bırakıp devam edelim.
***
O zamandan bu yana, Londra ve Madrid saldırıları,  hiciv dergisi ofisinin basılarak karikatüristlerin öldürülmesi,  Paris'te eş zamanlı gerçekleşen bombalı katliamlar, Brüksel ve Berlin'deki intihar saldırıları gibi terörist hareketler korku ve endişe yarattı. 
El-Kaide ile DEAŞ'ın üstlendiği bu terörist eylemler, en çok İslam alemine, Müslümanlara zarar verdi. 
Pek çok Avrupalının, İslamı tehdit ve Müslümanları ise düşman olarak görüp korkmasına neden oldu!
Tüm bunlar 2001'deki İkiz Kulelere saldırıdan sonra başladı.  O an itibariyle  İslamofobi tohumları ekildi AB/D ülkelerinde.
Avrupa'daki bir kısım medya fırsatı iyi değerlendirdi, basma kalıplara dayalı enformasyon amaçlı dökümantasyona  dört elle sarıldı ve terörist saldırıları Müslüman nüfusu damgalamak için kullandı.Terör denildiğinde, akla Müslümanların gelmesi amaçlandı.
Bugün ise, Hollandalı  Wilders, İtalyan Salvini, ABD’li King, İsviçreli Steve, Avusturyalı Hofer gibi çeşitli ülkelerdeki ırkçı kafalar, popülist siyasetçiler tarafından yürütülüyor bu algı.
Devam eden bir Avrupa "İslamlaşması" ya da "istilası" efsanesi, AB/D ülkelerinde giderek yükselen yabancı düşmanlığını beraberinde getirdi. 
Müslümanlar kuşaklar boyunca yaşadıkları ülkelerde bile, Avrupa yaşam biçimine yönelik doğal tehdit olarak tasvir edilmeye başlandı. İnsanlarımıza ve dini değerlerimize saldırılar işte bu yüzden arttı.
Aslında gerçek korkuları  başka bunların. Ekonomileri giderek bozulduğu için günah keçisi yaratmaları ve bazı ülkelere çökmeleri gerekiyordu. 
Geçmişte çöktüler, şimdi ise çöküntüye daha çok tehlikeli bir oyunla kılıf arıyorlar!
Ama filmin sonu yaklaşıyor..
***
AKLIMIZLA DAHA FAZLA OYNAMAYIN
Kardeşlerim, 
Neyin nasıl olduğunu iyi anlamamız için AB/D'nin terörle tanıştığı uçaklı (!) saldırıyı hiç unutmamak gerek.
Hatırlayın o günleri..
Uçakların İkiz Kuleler'e çarpmasını canlı yayında izleyen yüz milyonlarca insan artık dünyanın hiçbir yerinde kendilerini güvende hissetmeyecekti!
Bu saldırı, dünya tarihinin yeniden yazılmasına neden olacak gelişmelerin ilk adımı olmuştu.
Amerika, “Teröre Karşı Küresel Savaş” ilân etti. Hiç vakit geçirmeden Afganistan ve Irak işgal edildi. Ortadoğu kan gölüne döndü. Zenginliklerine ise âdeta çöküldü! 
Terörle mücadele, İslam ve Müslümanlarla mücadeleye dönüştü.    
İslamofobi böyle başladı dünyada..
Peki..
Saldırıların arkasında İsrail mi vardı?  
Bazı komplo teorisyenlerine göre; İsrail, ABD'nin Ortadoğu’ya müdahale etmesi için böyle bir plan hazırladı. Bu nedenle İkiz Kulelerde çalışan 4 bin İsrail vatandaşı saldırı günü binada değildi. 
Bunu geçelim.
Ne diyor, ABD'nin yeni başkanı Trump;
“DAEŞ'i Barack Obama kurdu.”
İtirafın babası değil mi!
O halde; 
DEAŞ'ın babası El Kaide olduğuna göre..
....
Aklımızla daha fazla oynamayın..
Aklınızı alırız!
Buna da gerek kalmayacak bence. 
Çünkü yarattıkları o canavar bumerang gibi dönüp dolaşacak AB/D’yi vuracak eninde sonunda...

***
-------------günün sözü----------
Yapayalnızım; ama bir kente yürüyen ordu gibiyim. 
17 MART 2017