Doğru mu yanlış mı yapıyorum bilemiyorum.

Kimsenin umurunda olmadığı şeyleri ben fazla mı umursuyorum?

Önemsiz(!) şeyleri fazla mı önemsiyorum?

Basit şeylere fazla mı anlam yüklüyorum?

Gördükçe…

Öğrendikçe…

Yaşadıkça…

Daha mı duyarlı oluyorum?

Neden vurdumduymaz olamıyorum?

Mesela;

Sosyal medyada iki tane çevre fotoğrafı, üç tane doğa fotoğrafı, beş tane hayvan fotoğrafı paylaşanlar,

Mesela;

Kadına şiddete hayır türü sloganları klavyeden sallayanlar,

Mesela;

İlkesiz siyaset yapıp ilkeli paylaşımlarda bulunanlar duyarlı sayılırken, ben neden onlar gibi olamıyorum?

Yıllardır hemen her yazımda birlik ve beraberlik mesajları verdim.

“Siyasetçisiyle, yöneticisiyle şimdi ‘Susurluk’ için bir araya gelmenin, ‘birlik’ olmanın, harekete geçmenin zamanı…” diye seslendim.

Tek derdim vardı o da Susurluk gelişsin, bir adım daha ilerlesin…

Bunun için iktidarıyla, muhalefetiyle siyaset gözetmeden Susurluk’umuzun geleceği adına bir araya gelinsin istedim.

Susurluk’un menfaatleri doğrultusunda “ortak akıl” oluşturulsun istedim.

“Susurluk’un geleceği için neler yapabilirim” diye dertlenilsin istedim.

Bakın, Susurluk Nehri, her geçen yıl biraz daha kirleniyor.

Resmi raporlara göre 2030 yılında ülke nüfusunun %65'i su kıtlığı ile karşı karşıya kalacak.”

Su kıtlığı ile yüzleşmemize şunun şurasında 5 yılımız kaldı.

Yazılarımda şimdiden önlem almaktan, siyasetçilerimizle, kamu kurumlarımızla, sivil toplum örgütlerimizle bir “su politikası” oluşturmaktan bahsettim.

Ama gördüm ki…

Su kıtlığı tehdidini sadece ben umursuyorum.

Ekonomimizi geliştirmek adına şimdiye kadar yapmadığımız gelecek planlamasının yapılmasını sadece ben umursuyorum.

Balıkesir’in bazı ilçelerine çifter çifter yatırım planlanırken tarihte ismini hayvancılıktan, tarımdan alan Susurluk’un şimdiye kadar yatırım alanı olarak neden düşünülmediğini sadece ben umursuyorum.

Susurluk’ta bir Organize Sanayi Bölgesi, Gıda İhtisas OSB’si veya Organize Tarım ve Hayvancılık Bölgesinin neden yapılmadığını sadece ben umursuyorum.

Komşu ilçeler nüfusunu her yıl biraz daha artırırken, son 20 yılda Susurluk nüfusunun %12’sinin iş aramak için başka şehirlere göç ettiğini,

Nüfusumuzun hızla azaldığını sadece ben umursuyorum.

Diğer tarafta ise…

Vurdumduymaz olmanın dayanılmaz rahatlığını görüyorum.

Bilemiyorum…

Duyarlı olmak mı iyi yoksa vurdumduymaz olmak mı?

Cevabı size bırakıyorum…