Şehremanetinin başında bulunan sevgili başkanımız öfkesine bir türlü hakim olmayı başaramıyor.
Sendikacılık yıllarından benimde iyi tanıdığım İsmail Ok'u, tanıyan kime sorsanız "temiz, dürüst adamdır" der.
"Boğazından tek yudum haram lokma geçmez"  deniliyor.
İyi niyetinden  asla şüphe duyulmuyor.
Aynen katılıyorum.
Ama...
Bizim tanıdığımız İsmail Ok, belediye başkanı seçildikten sonra  çok değişti.
Sanki o İsmail Ok gitti, başka bir İsmail Ok çıktı karşımıza.
"Değişti" dememizden farklı anlam çıkarılmaya çalışılmasın.
Demek istediğim şu;
Başkan seçildikten sonra
Müthiş ötesi bir öfke var.
İnanılmaz biçimde kindarlık hissi veriyor.
Anlaşılması imkansız nefret tohumları ekiyor izlenimi yaratıyor. 
Yerli yersiz, tutarsız uygulamalarıyla diktatör rejimleri çağrıştırıyor. 
İnanın anlamakta güçlük çekiyorum İsmail Ok'u.

***
Hasbelkader belediye başkanı seçildi. 
Bunu sokakta fanatik duygular beslemeyen her vatandaşa sorsanız farklı ifade kullanmayacaktır. 
Heyse konumuz bu değil.
Öyle ya da böyle saygı duymak zorundayız hem seçmenimizin tercihine, hem de seçilmiş başkana. 
Acaba diyorum, hiç beklemediği, tahmin bile edemediği anda birine büyük şans güler ya.. O anda büyük şok yaşarya..  
Bizim sevgili başkanımızda hala o şoku atlamadığı için mi böylesine abuk sabık davranışlar sergiliyor. 
Devirdiği çam bir değil, 
iki değil, üç değil.
Beş değil, 10 değil..
Kötü söze razıydık, birde son yıllarda şiddet, taciz çıktı ortaya.

****
Dün de bizim gazetenin muhabirini , belediye otobüsünden aşağıya indirmişler.
Hemde Yazı İşleri Müdürümüze attıkları davet mesajına rağmen. 
Hem davet edeceksin, hemde kovacaksın.
Nasıl bir anlayıştır bu bileniniz varsa anlatsın bizde aydınlanalım.
Diyecek sözümüz yok. 
Anlaşılıyor ki; 
İsmail Ok, kendi cebinden almış otobüsü!
Belediye Balıkesir'in Belediyesi değil!
İsmail Ok ve tayfasının belediyesi!
"Astığım astık, kestiğim kestik" mantığı mı dersiniz, 
"Ben ne dersem, ne dilersem onu yaparım" anlayışı mı dersiniz.
Böyle bir uygulamanın karşılığı olsa olsa faşişt rejimdir.

***
Hem ayrıca
Bizim muhabir arkadaşı indirttikten sonra demiş ki
Şehremanetinin başında bulunan sevgili başkan;
"Başbakan, Ak Parti kongresine nasıl kendisini eleştiren gazetelere yasak getirdiyse, bende bana küfür eden Gazete Balıkesir ile Ayna gazetelerine karşı bu tavrı koyuyorum." 
Yok öyle sayın Başkan..
Sapla samanı karıştırmayın lütfen. 
Biri parti, diğeri kamu..
Eğer sen MHP il başkanı veya eski görevin Kamu-Sen Temsilcisi olsaydın
Düzenleyeceğin toplantıya  veya kongrene istediğini çağırma, istediğini salona alma hakkına sahiptin.
Sen ise, eleştirilere tahammüsüzlüğünü en küçük noktada bile ortaya koyarak öfkene yenik düşüyor, hemen "hart-hurt" yapıyorsun. 
Belediye Başkanı olduğunu unutuyorsun. 
Sana oy vereninde vermeyeninde bulunduğu kentin yerel yönetimini üstlendiğin bilinç altından yok olup gidiyor. 
Ağzından çıkan sözlerini, bağışla beni ama kulakların duymuyor.
Bir Belediye Başkanı gibi değil, sevgili Tarık'ın da dünkü yazısında değindiği gibi "düşük omuzlu, asabi şahsiyet" tarzıyla hareket ediyorsun. (Duyduğuma göre Ok, bu yazısı nedeniyle Tarık'ı da arayıp hart-hurt yapmış.)
Bu bizim bildiğimiz, tanıdığımız İsmail Ok'a yakışmadığı gibi, Balıkesir Belediye Başkanı olan İsmail Ok'a da hiç mi hiç yakışmıyor

***
Geçende Balıkesirspor'un Eyüpspor maçı için tahsis edilen belediye minibüsünden indirtmişsiniz Ayna gazetesinin muhabirini. 
Sizin öyle bir hakkınız yok sayın başkan.
O araçların alımında Balıkesir'de yaşayan herkes gibi bizimde hakkımız var. 
Bedeli karşılığı veya tahsisi halinde kullanmamızı ne siz, ne de bir başkası gasp edemez. 
Ederse suç işler. 
Tıpkı sizin işlediğiniz suç gibi..

***
Siz ne yapsanızda , etsenizde, biz seni izlemeyi sürdüreceğiz. 
Sizi derken, Balıkesir Belediye Başkanı olan İsmail Ok'u takip edeceğiz. 
Balıkesir adına attığı güzel adımları, yaptığı güzel işleri alkışlayacağız, 
Görebildiğimiz, duyabildiğimiz yanlış icraatlarını da  eleştireceğiz. 
Tıpkı başkan seçildiğin günden buyana yaptığımızı yapacağız.
Siz, yaptığınız iyi veya kötü işlerin yasak getirmeye çalıştığınız gazetenin okurlarınca öğrenilmemesini, duyulmamasını isteyebilirsiniz ama, 
Biz gazetecilik mesleğinin gereklerini, ne sizi, ne başkalarını aşağılamadan, rencide etmeden, hakaret etmeden, kişilik haklarına saldırıda bulunmadan, taciz etmeden, psikolojik baskı uygulamadan, küfür etmeden, kişisel menfaat gözetmeden, sadece ve sadece kamuoyunu doğru bilgilendirme adına, meslek ilkelerimize sadık kalarak yapmayı sürdüreceğiz.
Sonuçta, bir yıl daha katlanmak zorunda kalacaksınız bize sevgili başkan.
Nasıl ki, bizler 3.5 yıldır sizin abuk sabık davranışlarına, yaklaşımlarınıza sabırla katlanıyorsak, görmemezliğe geliyor, öfkenize veriyorsak..
Sizlerde bize tahammül etmek durumunda, hatta zorundasınız
Asla sabırları zorlayan tarafta biz olmayacağız bunu hep hatırlayın.
Hem merak etmeyin sayın belediye başkanı, sayılı gün çabuk geçiveriyor

***
Gazete Balıkesir'e ve onun yayımcılarına karşı kin, nefret kokan yaklaşımları, bakışı, haykırışı aslında çokta umurumuzda değil..
Üzüntümüz Balıkesir adına.
Herkesin malumu olduğu "hart-hurt" olaylarıyla Türkiye'ye kötü reklam oluyoruz sonuçta. 
Üzüntümüz buna. 
Serzenişimiz bunadır.
Yine de İsmail Ok'u seviyorum. 
Yanlış  kişilerin yanlış yönlendirmeleri karşısında yaptığı yanlışlara üzülüyorum
Samimiyetle aktardığım bu duygularımın fakına vardığında inşallah, iş işten geçmemiş olur..

***
İnanın bana, ne belediyeyle ilgili ne de İsmail Ok'la ilgili hiç bir art niyet taşımamakla birlikte,  iş ve icraatlarıyla ilgili son dönemlerde, 
hele hele geçirdiğim bir ameliyat sonrasında bana karşı beslediği duygularını açığa vurmasından sonra  tek bir satır yazı yazmak içimden gelmediği gibi uzak durmaya çalışıyorum. 
İlgi alanlarımın dışında tutmaya, bulunduğum sohbet ortamlarında konu açıldığında oradan uzaklaşmaya ya da hiçbir şekilde konuya girmemeye özellikle dikkat ediyorum.
Çünkü öfkeli yaklaşımlar, kindar bakışlar,  nefret içeren söylemler ürkütüp korkutuyor beni.
Sabrın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. 
Bunu yaşayarak öğrendim.
Öfkeyi yenmeyi, 
- "Kim Allah rızası için öfkesini yenerse, Allahü teâlâ da ondan azabını def eder."
- "Öfkesini yeneni, Allahü teâlâ korur ve düşmanını ona boyun eğdirir."  
Sabrın ne olduğunu da; 
"Allahü teâlâ buyurdu ki
Bedenine, evladına veya malına bir musibet gelen, sabr-ı cemille karşılarsa, kıyamette ona hesap sormaya hayâ ederim.."
Hadis-i şeriflerinden öğrendim.

Onun işin sabır nedir bilmeyenlere, öfkesine yenik düşenlere önerim

Hazret-i Hızır'ın şu deyişiyle olacak:
"Güler yüzlü ol, hiddetlenme! Hep faydalı iş yap, az da olsa zararlı iş yapma! Lüzumsuz dolaşma, boş yere gülme, hiç kimseyi kusurundan dolayı ayıplama, günahların için ağla!"

Anlamayanlar varsa eğer şöyle bir hatırlatmada da bulunayım..

Üzülmek istemiyorsan, kaybedince seni üzecek bir şeyi kazanmaya çalışma..
...