Bizim ekip derken gazetecileri kast ediyorum. 
Özellikle ve öncelikle 15 Temmuz'da ayrı bir destan yazan Anadolu Ajansı'nı işaret ediyorum.
Bizim ekibi Amerika’da bekleyen tarihi misyon ve görevi ne olduğuna değinmeden önce gecikmeli de olsa borcumuzu ödeyelim. 
Uzun yıllar çatısı altında bulunmaktan, emek harcamaktan onur ve güven duyduğum Anadolu Ajansı (AA) 15 Temmuz gecesini aydınlattı biliyorsunuz. 
O gece bütün medyayı haber fotoğraf ve görüntülerle besleyen görünmeyen kahramanlardı AA çalışanı meslektaşlarım.
Tankların önüne yatan ölümsüz Milli İrade kahramanları gibi, hayatlarını hiçe sayan meslektaşlarımın emeklerinden oluşan fotoğraflardan, Türk Milletinin demokrasi direncini ölümsüzleştiren bir kitap hazırladı bizim ajans..
Adı;
“15 Temmuz 2016
Dakika Dakika Fetö’nün Darbe Girişimi” 
Kitapta yer alan çarpıcı fotoğraflarla, o gün geçilen haberlerle 15 Temmuz gecesi yaşananlar tek tek belgeye dönüştürülmüş. 
FETÖ'nün Amerika, Batı Balkan ülkeleriyle Almanya yapılanmasına da yer verilen  kitabın sayfalarını çevirirken 15 Temmuz gecesini ve sonrasındaki gelişmeleri an be an bir kez daha yaşıyorsunuz.
Nasıl büyük bir tehlikenin eşiğinden dönüldüğüne tanıklık ediyorsunuz.
Geç kalmış olsak da teşekkür edelim "büyük aile"nin kahraman objektifleriyle kalemlerine..
Türk Milletinin destanını böylesine yalın, net ve anlaşılabilir şekilde ölümsüzleştirerek tarihe not düşen AA Genel Müdürü Şenol Kazancı ve ekibini kutlarken, onlara düşen yeni misyon ve tarihi bir görevden söz etmek istiyorum. 
Bu tarihi ve sınır ötesi görevi; Türkiye'de, hatta dünyada AA'dan başka yapacak ekip göremiyorum.
Nasıl bir görev mi bu?
Hemen söylüyorum. 
***
ŞİMDİ TAM SIRASI DİYORUM
BAŞKA DA BİŞİ DEMİYORUM
ABD seçimlerini konuşuyoruz milletçe, tüm dünya milleti gibi. 
Tıpkı bizdeki seçkinlerin zamanın birinde Recep Tayyip Erdoğan için dediği gibi, Amerikan elitlerinin de “New York’ta bir mahalleye muhtar bile olamaz” gözüyle baktığı  Trump halkın teveccühüyle başkan seçildi ya..
"Hiç benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir olur mu?" diyenler ortalığı ayağa kaldırdı. 
Bizim gezi zekalıları  ağaç bahanesiyle sokağa dökenler, şimdi ise Trump'a "ayar verme" telaşıyla ABD sokaklarını yakıp yıkıyor!
İşte bizim medyaya tam da burada görev düşüyor.

Gazete ve televizyonlarımız ile haber ajansları kadrolarındaki tüm savaş muhabirlerini ABD’ye göndermeli.
Amerika'da yaşanan "gezi" olaylarını kayıt altına alıp dünya kamuoyuna servis etmeli. 
Bize ne ABD'den, elin gavurunun iç karışıklığından!” demeyin sakın. 
Bal gibi de bizi ilgilendiriyor.  Hem öyle böyle değil, çok yakından ilgilendiriyor
Çünkü onların medyası aylardır, yıllardır bizim ülkede. İstedikleri gibi cirit atıyorlar orada, burada..
Hem de en iyi muhabirlerini görevlendiriyorlar.
Neden? 
Bizdeki en küçük olayı iyi abartsınlar diye.
Neden?
Demokrasi, insan hakları ihlalleri yaşanıyor havası yaratsınlar diye..
Neden?
Terör örgütlerine karşı sürdürülen mücadeleyi sulandırsınlar diye..
...
İşte bunun için bizim medyanın da bu ahlaksızlığın rövanşını alması gerekir diye düşünüyorum. 
Ayrıca ABD’nin önde gelen medyası Trump'tan nefret ettiğine, yaşanan olayları da objektif olarak dünyaya yansıtmayacağına göre, o görev bizim medyadan başkasına düşmez!
Savaş muhabirliği yetiştirme noktasında kimsenin eline su dökemeyeceği AA bu misyonu üstlenmeli..
Şimdi bizim ekip için Amerika'ya gitmenin tam da sırası diyorum, başka da bişi demiyorum..
16 KASIM 2016