Cumhurbaşkanı Abdullah Gül iki hafta önce güneydoğudaydı, Diyarbakır sokaklarında yürüdü, esnafla sohbet etti. Taş atan çocuklar gül attı, halktan olağanüstü ilgi gördü. Devletle milletin kaynaşması adına umut verici tabloydu.

Cumhurbaşkanı yurt gezileri kapsamında bu kez batı bölgesine yöneldi; önceki gün Balıkesir'i ziyaret etti. Balıkesir, Diyarbakır'ı aratmadı. Sisli bir cuma sabahı Cumhurbaşkanı'nın konvoyu havaalanından şehre doğru giderken Halalca köyünden geçti.

Köyde kim varsa, yaşlısı, genci yediden yetmişe yol boyuna dizilmiş, en önde kadınlar... Gördüğü manzaradan etkilenen Cumhurbaşkanı araçtan indi, halkın arasına karıştı. Köylülerle konuştu, kendisine uzanan elleri sıktı, dertlerini dinledi. Aralarında Reşadiye'de şehit düşen jandarma er Serkan Eraydın'ın ailesi de vardı.

Büyük harflerle yazılmış devasa bir pankart dikkat çekti: 'Halalca'nın da Hakkâri'nin de Cumhurbaşkanı'. Ne kadar derin anlamı var. Balıkesir'in bir ova köyünden Hakkâri'yi sahiplenen bir afiş. Bir köyün ufkundan Hakkâri'yi görebilmek... Gül 'İşte halkın bilinci bu.' dedi.

Cumhurbaşkanı'nın ilk durağı valilikti. Vilayetin önü ana baba günü. Meydan tamamen dolu, adeta seçim mitingi gibi... Organize değil, bindirilmiş kıtalar yok. Kendiliğinden oluşmuş bir kalabalık, insanların doğallığı yüzlerinden okunuyor, sırf Gül'ü görmek için geldikleri belli.

Cumhurbaşkanı halkı selamlarken, 'Sizin şahsıma gösterdiğiniz bu sevgi devletin ve milletin birliğinin sembolüdür.' dedi. Cuma namazı için Balıkesir'in kalbi durumundaki 'Zağnospaşa Camii'ne geçti. Cumhurbaşkanı'nın geleceğini duyan koşmuş, caminin avlusu ve dışarısı dolu.

Cemaatten biri, 'Bir Cumhurbaşkanı ilk kez bu camide cuma namazı kılacak. Onu görmek için buradayım.' dedi. Yaşlıca bir vatandaşın söyledikleri ise çarpıcıydı: 'Köyden geldim. Vaktiyle Adnan Menderes'e sahip çıkamadık. Sahip çıktığımı göstermek için buradayım.' Cami çıkışında da izdiham yaşandı.

Ardından tıpkı Diyarbakır'da olduğu gibi Balıkesir sokaklarında da yürüdü. Diyarbakır'ı ekranlardan, Balıkesir'i bizzat izledim. Cumhurbaşkanı'nın 15 gün arayla doğu ve batının iki farklı şehrinde benzer coşkuyla karşılanması etkileyici.

Gül, Balıkesir'de karşılaştığı ilgiden memnun kaldı. Diyarbakır ziyaretine atıfta bulunarak, 'İçinden gelerek sokaklara dökülmüş kadın, çocuk herkes buradaki yürekten sevginin aynısını gösterdi.' dedi.

Cumhurbaşkanı, Balıkesir'de gündeme ilişkin önemli mesajlar da verdi. Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti'nin 50. kuruluş yıldönümü toplantısına katılan Gül, 'Kimse alınmasın, yargı Türkiye'nin köhneleşmiş bir alanıdır.' dedi. Cumhurbaşkanı'nın yargı için 'köhneleşmiş' ifadesini kullanması son derece önemli. Yargıdaki sorunun yapısal olduğuna işaret ediyor.

Çare mi? Gül onun da yolunu gösterdi: 'AB müktesebatına bakıp yapılması gerekenleri süratle yapmalıyız. Tutuklu sayısı hükümlü sayısından daha çok olan bir ülke, demokrasisi gelişmiş hukuk standardı olan ülke kategorisine giremez.' Köklü reformdan başka çıkış yok.

Gül'le dönüş yolunda da konuştuk... Yargı mensuplarının yurtdışıyla irtibatlarının eksikliğinden söz etti. Asker, polis, kaymakam gibi birçok kamu görevlisinin master ve doktorasını yurtdışında yaptığına dikkat çekerek, 'Yargı mensuplarının da yurtdışına gitmesini istiyorum. Bu konuda girişimde bulundum.' dedi. Dünyayı tanıyan bir yargının 'evrensel standartları' yakalaması daha kolay.

Balıkesir-Diyarbakır hattında bir Cumhurbaşkanı... Gül, şahsında iki farklı coğrafyayı birleştirmeyi başardı. Türkiye adına umut vaat eden bir tablo bu...