NİSAN ayında, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından hosting firmalarına gönderilen 'yasaklı sözcükler' listesinden bahsederek dünkü konuya devam edelim. 
İlginç bir durum elbette…
Bakınız neler yasaklanmış: 31, Adrianne, Animal, Hayvan, Baldız, Beat, Büyütücü, Çıplak, Çıtır, Eskort, Etek, Fire, Girl (İngilizcede 'kız' demek, Ateşli, Frikik, Free, Gey, Gay, Gizli, Got (ingilizce ‘get’ fiilinin geçmiş zaman ya da geçişli hali), Hatun, Haydar, Hikaye, Homemade (ev yapımı demek), Hot (İngilizce’de ‘sıcak’ anlamında geliyor), İtiraf, Liseli, Nefes, Nubile (?), Partner, Pic (İngilizce'de 'picture'ın (resim, fotoğraf) kısaltması), Sarisin, Sıcak, Şişman, Teen (İngilizcede 13-19 yaş grubunda genç), Yasak, Yerli, Yetişkin, Xn, XX...
İyi de buna neden kızıyoruz?
Bakınız basın kanununun 3. Maddesi:Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.
Bakınız burada ne diyor? Kamu ahlakı ve de sağlığı için sınırlandırma yapılabilir.
Kime göre toplum sağlığı, kime göre ahlak?
Neyse bunları sorgulamak bile saçma! Ancak görünen o ki daha özgürlükçü bir basın kanunu gerekiyor. Öncekine bakarak elbette daha iyi ancak bu yeterli değil. Korkular üzerine konulmuş kurallar özgürlüğü getirmez. Enteresan bir durum bizim ülkemizde kanunlar yoruma açık,net tanımlamalar yapılmıyor ya da kişiye göre görecelilik ifade edebilecek tanımlar yapılıyor. Özellikle mesele sınırlandırmak oldu mu bakınız basın kanunu 3. Maddeye tanımlamaların içeriği yok. Demokratik toplumun gerekleri deniliyor o gerekler ne peki?
***
Dünde dediğim gibi elbette sansür yeni ortaya çıkan bir şey değil. Hani zaman zaman yazıyorum ya biz düşünen insanlardan pek hoşlanmıyoruz diye, bakınız örnek vererek bunu ispatlamaya çalışayım.
Basında ilk kapatma cezası Agâh efendinin çıkardığı Tercüman-ı ahvâl gazetesine gelir. Sebep ise Ziya Paşa'nın 1861 yılında yazdığı makaledir. İkinci ise Şinasi’nin çıkardığı Tasvir-i efkâr gazetesidir. Bu gazete devletten yardım almadan çıkarılan ilk fikir gazetesidir. O dönemdeki devletin sorunlarını yazması sebebiyle yönetim rahatsız olmuş baskı kurmaya çalışmıştır. ( Abdülaziz dönemidir). 
***
Sadece Osmanlı dönemi değil, Cumhuriyet döneminde de sansür olmuştur. 1939-1945 tarihleri arasında toplatılan, kapatılan gazetelerin ve dergilerin sayısı oldukça kabarık.
Bilgi için bir örnek şöyle: Cumhuriyet Gazetesi 5 kez (5 ay 9 gün) kapatıldı. Tan 7 kez (iki ay 13 gün); Vatan 9 kez (7 ay 24 gün); Tasvir-i Efkâr 8 kez (3 ay, daha sonra süresiz kapatıldı); Vakif 2 kez (12 gün); Yeni Sabah 3 kez (6 gün); Akbaba 4 kez (47 gün); Son Posta 4 kez (11 gün); Haber 2 kez (10 gün) süreyle kapatıldılar.
***
1971 askeri muhtıra ardından sürgüne gönderilen, hapse atılan yazarlar da var. Elbette bu konu çok uzun, Ben kısaca örneklendirme çabasındayım.
12 Eylül döneminde 20 derginin Yazı İşleri Müdürleri ve 50 yazar hakkında 404 dava açıldı. Sıkıyönetim Mahkemelerinde görülen bu davalardan toplam 2500 yıl hapis cezası verildi. En çok ceza Halkın Kurtuluşu Dergisi’nin Yazı İşleri Müdürü Veli Yılmaz (750 yıl), aynı derginin Yazı İşlerinden Sorumlu Osman Taş (600 yıl), Mustafa Yıldırım (155 yıl) hapis cezası aldılar.
***
1990’dan sonra öldürülen gazeteciler: Çetin Emeç, Turan Dursun, Halit Gürgün, Cengiz Altun, İzzet Kezer, Bülent Ülkü, Mecit Akgün, Hafız Demir, Tahip Kapçak, Namık Tarancı, Uğur Mumcu, Kemal Kılıç, İhsan Karakuş, Ercan Gürel, Rıza Güneşer, Ferhat Tepe, Muzaffer Akkuş, Metin Göktepe, Musa Anter.
***
Velhasıl olan hep üç kuruşa çalışıp, evine ekmek götürmeye çalışan gazetecilere oldu. Olan düşündüğünü söyleme ve bunu halka anlatma çabasında olan gazeteciye oldu.
Olmasın artık…
***
Not: Prof. Dr. Hamza Çakır’ın “Osmanlıda basın iktidar ilişkileri” ve Hıfzı Topuz’un “Türk basın tarihi” eserlerinden yararlanılmıştır.
***
GÜNÜN SÖZÜ: İnsanlar hükümetten korktuğu zaman, zorbalık; hükümet insanlardan korktuğu zaman, özgürlük vardır. Thomas Paine