Arkadaşlarım, teşrik-i mesai ettiklerim bilirler.

Çok kez, çok farklı zamanlarda hep söyledim, yazdım. 

Siyasette 5+3+2 = 10 yapmaz. 

8’i bulduysan şükredersin. 

Kimse kendisine oy veren seçmenini cebine koyup, istediği yere götürme garantisi veremez. 

Bunun en iyi örneğini de 3 gün önce yaşadık.

Sinan Oğan’a oy veren 5,2’nin
%30 u kendisine gönül verenlerden, Türkçülüğünü, Atatürkçülüğünü veya etnik mezhebini benimseyenlerden oluşuyordu. 

Geri kalan %70’i ise “Erdoğan gitsin artık” diyen, Ama Kemal’i de yetersiz bulan, Millet ittifakına HDPKK’nın desteğinden dolayı tavır alan seçmendi, ki bu kesim başka seçenek olmadığı için Oğan’a oy verdi. 

Sinan Oğan da bunu bildiği için, her ne olursa olsun bu yol ayrımında kaybedenin yanında yer almaz, alamaz. 

Velev ki aldı.

Velev ki; Sinan Oğan HDPKK ile ilgili 1 ay önce söylediklerini unutup, tükürdüğünü yalayıp da MHP’den de ihraç sebebi olan Demirtaş’a yine güzellemeler yapmaya başlayıp Kemal’i desteklerse ona oy veren seçmenin yarısından fazlası Kemal’e asla oy vermez. 

Reis’in şu saatten sonra tüm mücadelesi Sinan Oğan’ın kalbini kazanmak değil, 1 fazla vatandaşın yüreğine dokunmak olmalıdır. 

Bu milletin dün soğan’a olmadığı gibi, bugün de S.Oğan’a ihtiyacı yok

Türkiye’nin ve Cumhur ittifakının da içine farklı kulvarlardan sokulmuş Lawrence’lere ihtiyacı yok.

Cumhur’un en çok bize ihtiyacı var. Asla ihmal etmeyeceğiz. Bir fazla gideceğiz. Çevremizden oy atmayan bir kişiyi pazar günü koluna yapışıp sandığa götüreceğiz.