103 emekli amiralin anti demokratik ve milli iradeyi hedef alan, aynı zamanda vesayet özleminin dile getirildiği hukuk dışı bildirisini kınıyorum.

Türkiye, geçmişte benzeri yaklaşımların bedelini çok ağır ödedi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkma hedefine ulaşmamızda yol kazalarına sebep oldu.

Ülkemizin, bunların yaralarını sararak toparlanma sürecine girildiği, 15 Temmuz hain darbe girişimi ile iç–dış fitne ve fesatlara rağmen her alanda büyük atılımların gerçekleştiği, bölgesinde güç olmaya başladığı dönemde gece yarısı yayımlanan bildiriyi manidar buluyorum.

Elbet nerkesin düşüncesini açıklama hakkı vardır.

Ancak fikirleri dile getirirken,

demokrasi ve hukuk kurallarının dışına çıkma,

darbe imasında bulunma ve çığırtkanlığı yapma hakkı yoktur.

Konu vatansa,

konu demokrasiyse,

konu milli iradeyse

ve açıklanan düşünce bu değerleri hedef alıyorsa,

bu aleni suçtur.

Ne diyordu Mustafa Kemal;

"Söz konusu vatansa gerisi teferruattır"

O vakit

Enerjimizi faydasız işlere,

birlik-beraberliği zedeleyecek girişimlere heba etmek yerine, 

vatanı yüceltecek işlere, demokrasimizi taçlandıracak çalışmalara kullanmalıyız.

Vatanı, demokrasiyi savunmak, milli iradeye sahip çıkmak bu topraklarda yaşayan insanın asli görevidir.

Demokrasiye ve millet iradesine saygı duyan herkes, emekli amirallerin bu hadsiz sözde bildirisi karşısında amasız ve fakatsız tavır almalı.

Her türlü tehdide karşı uyanık olmalı.

Kuva-yi Milliye şehrinin bir bireyi olarak  15 Temmuz'da olduğu gibi bugün de demokrasimizin bekçisi, milli iradenin yılmaz savunuculuğunu yapmaya ömrüm yettiğince devam edeceğim.