Balıkesirspor Kulübü yöneticileri bugün şehir medyasının karşısına çıktı.

Anladığım kadarıyla "bir inat uğruna" çıktıkları yolda pişman olmuş halleri var. 

Meslektaşlarımız aracılığıyla kamuoyuna (şehrin yöneticileriyle iş dünyasına) seslenen genç kardeşlerimizin 1 saati aşkın süredeki söylemleri arasında sürpriz olan tek cümle yoktu benim açımdan.

Söylediklerinin hemen her kelimesi yıllardır dillendiriliyordu seleflerince. Bazen bir eksik, bazen birkaç fazlasıyla...

Bugünkü toplantının benim açımdan önemi ve özeti; kırmızı-beyazlı kulübün ekonomik olarak iflasının ilanıydı.

Bizim gençlerden bazıları, takımı küme düşürecek olmanın üzüntüsünü şimdiden yaşıyordu. 

Üzülmeyin gençler, bu sizin suçunuz değil.

Her şey 15 Mayıs 2014 günü başladı.

2006'da efsane başkan Sabri Uğur'un adeta küllerinden yeniden ayağa kaldırdığı Balıkesirspor Kulübü'nün çöküş sürecine ilk temel 8 yıl önce atıldı.

Süper Lige çıkmıştı o sezon bizim takım.

Henüz lig başlamadan; 
"Bu sezonun keyfini çıkarın. Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi Balıkesir'de izlemenin doruğuna ulaşın" diye tarihe not düştüğümü hatırlıyorum. 

O günden bugüne kente yön veren isimlerin bakışında ve anlayışında değişiklik yok.

Tekrar edeyim.

Bugünler iyi günleridir Balıkesirspor'un...

hazırlanın; 

Daha kötüleri bekliyor şehri.

Dilim varmıyor, ama yine de o soruyu sorup cevabını vereyim:

"Kapanır mı?

Bu gidişle.
KA-PA-NIR!

Bunu şundan söylüyorum;

Yıllık 50 milyon lirayı bulacak potansiyel geliriyle 100 milyon liralık borcu çekip/çevirmeyi başaramayan bir şirket, bunun onda biri gelirle o borcu hiç döndüremez, kapatamaz!

Altayıpısına dahi transfer yapamadığı için Arda Turan gibi bir yetenek çıkamayacağına göre, iflasını isteyip, kapısına kilit vurur...

BURASI ÖNEMLİ...

Bu arada kulüp yöneticilerini ve açıklamalarını izlerken 70'lerden bugüne gelip giden başkan ve yönetimler geldi gözlerimin önüne. 

Değişen hiçbir şey olmamış, yeni söylemler, fikirler üretememişiz. 

Üretenleri de istemediğimizi bilenlerdenim. 

Hemen yakın tarihten bir örnek vereyim size.

Mustafa Bahçeci'nin başkanlığı döneminde geliştirilen ve Balıkesirspor'un gelecek yıllarını kurtaracak önemli bir proje vardı. 

Çaldığı her kapıda duvara tosladı garibim...

Her gelip giden söylediği bir benzinlik işini bile beceremedi, eline/yüzüne bulaştırdı bu şehir!

Daha açık söyleyeyim; 

Balıkesirspor Kulübü'nün ayaklarının üzerine basan camia haline dönüşmesini şehrin yerel yönetimleri asla ve kat'a istemedi.

Denildi ki; 

Balıkesirspor'a gelen giden her başkan, her yönetici "Kapımda kul olsun, beklesin. Karşımda el pençe divan dursun. Yalvarıp, yakarsın..." 

Dün de böyleydi

Bugün de farksız..

Aksi olaydı;

Balıkesirspor işi bilen profesyoneller tarafından yönetilir istikrarlı bir yapı/çatı kurulurdu.

Öyle her kafasına esen başkan ve yönetici olmaya kalkmazdı...

Asıl soru şu;

Balıkesirspor Kulübü kendi kendini idare edebilen sağlam bir yapıya kavuşsa bunun kime zararı dokunacaktı ki!

İş işten geçti mi bilinmez, ama bugünleri çok arayacak, sorgulayacaktır akl-ı selim erbabı.

O değil de en çok şuna üzüldüm.

Kulüp Sportif Direktörü Can Cangök'ün;

"Filiz lisans alamadığımız için 16 yaş kategorisine takım çıkaramıyoruz.  Kulüp ilk kez bu duruma düştü. Bu beni yürekten yaralıyor. Durum hiç iyi değil..." derken göz yaşlarına hakim olamadı ya, bu benim yüreğimi dağladı.

Bu duruma düşürenler için defalarca kez "kına yakın" demiştim, lakin o da işe yaramıyor!

Balıkesirspor denildiğinde insanlar suçluyu hep farklı yerlerde arıyor.

Şimdi de tribünden inip başkan/yönetici olan bu gençleri "tu kaka" görüp, çöküş ve düşüşün sorumlusu ilan edecekler.

Hiç de öyle değil. 

Üzülmeyin gençler, bu sizin suçunuz değil!

Neyse şimdi susmam, frene basmam gerek!

Çünkü üçüncü kez kanser olmaya pek niyetim yok...

Hepinize akıl sağlığı dilerim...

Selametle...

20 Aralık 2022 | Ramazan Demir | Balıkesir