Çok birikimli bir insanım ben. Çok şey biriktirdim:


        Çocukluğumu yaşadım, biriktirdim: Korkularımı, endişelerimi, utançlarımı, mahcubiyetlerimi, özençlerimi, ukdelerimi, yalnızlıklarımı biriktirdim. Ürküntülerimi, ezilmelerimi, tedirginliklerimi, başarısızlıklarımı, susmalarımı, suskunluklarımı, yapayalnızlıklarımı, tek başınalıklarımı, korunmasızlığımı, korumasızlığımı biriktirdim.


        Gençliğimde yaşadıklarımın rengi neydi unuttum. Gençliğimde ideallerimi, okumalarımı, ideolojimi besleyen kitapları, korkuları, hep çocuk kalmaları, hep alınmış kararları uygulamaları, kararlara karşı susmalarımı biriktirdim. Benim için uygun görülenleri yaşamaya karşı suskunluklarımı biriktirdim.

            Bir elif miktarı aşkı tanımayı, tanıdıkça susmayı, üzerini örtmeleri, çocukça sevgileri, dostlukları, kardeşlikleri biriktirdim. Belki safça, belki çocukça ama, belki hidayet destanları yazarız umuduyla verdiğim emekleri biriktirdim. 61/8 den devşirdiğim bitmez tükenmez inançla ‘’Bir gün mutlaka’’ diyerek memleketin geleceğine dair için için yaşattığım umutlarımı biriktirdim.


        Rabbime ne kadar yakın olduğunu anlamak için, benim ona ne kadar yakın olduğuma baktım, utancımı, yalnızlığımı biriktirdim.

       Tövbe ettim, geri döndüm, tekrar gittim. Tövbe ettim geri geldim, tekrar gittim. Asla ümit kesilmeyen kapıya daima gitmelerimi, asla vazgeçmemelerimi biriktirdim. Yüzümüzün görünmeyen kızarıklıklarını, içimin beni, halimi, gidişimi değiştirmeyen yanmalarını, burkuntularını biriktirdim.


        Çook birikimli bir insanım ben, çok.