Bir film seyretmiştim.

Melekler Şehri”ydi adı. 
Aşkı uğruna ölümsüzlüğü bırakıp ölümlü olmayı yani “insan” olmayı seçen bir meleğin hikâyesiydi…

Hala hatırladığıma göre bende iz bırakan filmlerden biriymiş demek ki.

İlk zamanlar seyrettiğimde düşünmemiştim ama şimdi bu filmi yeniden seyretseydim o meleğe şunu demek isterdim: 
Yapma…
Melekliği bırakıp “insan” olma…

Çünkü biz insanlar, “insan” olmaktan çoktan vazgeçtik, “insanlıktan” çıktık başka şeyler olduk. Canileştik…Sevgimizi kaybettik…Vicdanımızı kaybettik…Ahlakımızı kaybettik...İnsanlığımızı kaybettik…Sen bari bize uyma…

Bartın’daki maden faciasında hayatını kaybeden insanlar için üzülüyor gibi yapıp da felaketi ganimete çevirme peşinde olanları izledikçe…

Yüzüne rimel ile kömür lekesi çizip sosyal medya alkışı peşinde koşanları gördükçe insanlıktan çoktan vazgeçmiş olduğumuza bir kez daha inanıyorum.

Nasıl böyle olduk biliyor musunuz?

Bir propaganda makinesinin içine girdik.

Diziler izledik…

Filmler seyrettik.

Gazeteler okuduk; öğrendik.

Televizyonlarda o kadar çok ölüm gördük ki yaşadıklarımızı da film icabı sanıyoruz.

İşte şimdi bu haldeyiz.

Küçücük çocukları vahşice bıçaklayıp, bir de üzerlerine benzin döküp, canlı canlı yakarak öldürüyoruz.

Kadınlarımızın korunmasız bedenleri üzerinde fiziksel, ruhsal her türlü şiddeti uyguluyoruz.

Yaşlılarımızı hor görüyor, aşağılıyoruz.

Hayvanlara acımasızca işkence ediyoruz.

Şimdi timsah gözyaşları dökmenin kimseye faydası yok.

Çünkü hepimiz suçluyuz.

Televizyonlar şiddeti özendirici diziler yaparken hiç tepki göstermeden heyecanla izledik…

Gazetelerin üçüncü sayfalarını dolduran cinayet haberlerini, sıradan olaylarmış gibi okuduk.

İnternete öyle bir bağlandık ki hayatla olan bağlarımızı koparıp attık.

Kimsenin kimseye güveni kalmadı.

Çocuklarımız ne zaman eve biraz geç kalsa, yüreğimiz ağzımızda bekler hale geldik.

Soruyorum şimdi…

Yeri geldiğinde “eğitim şart” diyerek ahkâm kesen,

Hangi üniversite,

Hangi sivil toplum kuruluşu,

Hangi eğitim uzmanı,

Sorumluluk duygusuyla hareket edip, vatandaşı şiddeti önleme konusunda eğitmek için bir şeyler yaptı?

Ya da biz vatandaş olarak ne zaman böyle bir talepte bulunduk?

Vicdan diye bir şeye sahip olduğumuzu ne zaman unuttuk?

Bu kadar mı nasır tuttu kalplerimiz bizim?

Ne oldu insanlığımıza böyle?

Bize ne oldu?...