MATLI gibi köklü bir şirketin varlık amacı; şu kadar kişiye iş imkânı sağlamak, şu kadar vergi ödemek, şu kadar ihracat yapmak olmamalı.
YÖRSAN’ın Dubai’li Abraaj Group döneminde yaşadığı iflasa nasıl üzüldüysem, MATLI olarak yeniden faaliyete geçmesine de o kadar sevinmiştim…
Çünkü…
Benim için fabrika demek “üretim” demektir.
Benim için fabrika demek “işçi” demek, “emek” demek, “çalışmak” demektir.
Benim için fabrika demek “hayat” demek, “var olmak” demektir.
Eğer bunlar yoksa bir şehirde o şehrin geleceği de yoktur.
Yokluk, yoksulluğu getirir.
Ve herkes bu yoksulluktan payını alır.
MATLI da bu anlamda Susurluk’un “üretim kültürünü” temsil ediyor.
Eğer MATLI olmazsa,
Eğer Şeker Fabrikası gibi, Ahi Güven gibi fabrikalarımız olmazsa,
Yani emek olmazsa,
Kısacası üretim olmazsa,
Sadece tüketime yönelik yaşarsanız geleceğinizi inşa edemezsiniz.
Bu yüzden MATLI, bizim için sadece bir fabrika değil; emeğin, üretimin simgesi.
Ama aynı şekilde MATLI’nın da şehrimizin simgelerinden biri olmasını istiyorum.
Nasıl ki Banvit ile Bandırma birlikte anılıyor, beraber büyüyorsa…
Nasıl ki Vestel ile Manisa birlikte anılıyor, beraber büyüyorsa…
Ülkemizin sayılı şirketlerinden olan MATLI da Susurluk’la birlikte anılmalı, MATLI büyürken Susurluk’la beraber büyümeli…
Büyümek sadece ciroyla, metrekareyle, ihracatla olmaz…
Asıl büyüme, insanların dualarında, çocukların gülümsemesinde, şehrin hafızasında yer etmekle olur.
MATLI bu şehrin insanlarının kalbinde yer almalı…
İnsanına dokunmalı, gençlerine umut olmalı, çocuklarına hayal kurdurmalı…
Bir mahallemizin kaldırımı yenileniyorsa orada MATLI olmalı...
Bir okulumuzda kütüphane açılıyorsa,
Bir gencimiz bursla üniversiteye gidiyorsa,
Bir takımımız forma buluyorsa,
Bu desteklerin arkasında yine MATLI'nın emeği hissedilmeli.
MATLI’nın bizimle aynı sofrada oturmasını, aynı yağmurda ıslanmasını, aynı maçı tribünden izlemesini istiyoruz.
MATLI gibi köklü bir şirketin varlık amacı; şu kadar kişiye iş imkânı sağlamak, şu kadar vergi ödemek, şu kadar ihracat yapmak olmamalı.
Elbette sağladığı yararlar iyi güzel ama insani duygularla hareket edilmezse neye yarar…
Fabrika duvarının ötesine geçemeyen,
İnsanla bağ kuramayan bir anlayış eksiktir.
Bana göre bir fabrikanın en önemli varlığı ne sermayesi ne makineleri…
Bir fabrikayı fabrika yapan; işçisi, o işçilerin aileleri, çocukları, evi, yolu, ekmeği, mahallesi, fırını, bakkalı, kasabı, yol parası, gelişi, gidişi…
İnsanı görmezden gelen bir fabrikada değişim sadece sermaye yapısında kalmamalı…
MATLI'nın Susurluk’taki varlığı ekonomik değil sosyal bir anlam da taşımalı.
Bir anlamda bu şehirle bütünleşmeli…