İnsan derisi 65 derece sıcaklıkta yanmaya başlarmış.
Bir kişinin kafasına vurulacak 100 kiloluk bir ağırlık, onu öldürebilirmiş.
Zehirli bir akrep veya yılan, bir ısırışta insanı öldürebilirmiş.
Ama…
Öte yandan 700 derecelik kor ateşin üzerinde yürüyen insanlar da var.
Onlar neden yanmıyor?
Bir boks maçında boksörlerin vurduğu yumrukların kuvveti 300 kilodan fazlaymış.
O kadar yumruk yiyen bir boksör nasıl sağ kalabiliyor?
Efsunlu denilen insanları yılan ve akreplerin öldürmediğini hatta onları ısırmadığını biliyoruz.
Neden bir şey olmuyor bu insanlara?
Neden bazı insanlar ölürken, bazıları hayatta kalıyor?
Cevap: “Hazırlıklı oldukları için…”
“Hazırlıklı olmak…”
İşte işin püf noktası burası…
Bir toplum da aynen böyle…
Kendisine gelebilecek her türlü tehlikeye karşı “hazırlıklı” olursa, karşı koyabilir.
Mesela Erzurum’a ne kadar kar yağarsa yağsın hayat felç olmaz.
Çünkü onlar bu duruma hazırlıklıdırlar…
İstanbul’a ise daha ilk kar düştüğünde bütün okullar tatil edilir…
Televizyonlar, canlı yayınlarla yol ve hava durumu verir…
Trafik kazaları anında çoğalır…
Hayat bir anda felç olur.
Sanki ilk kez kar yağıyormuş gibi bir şaşkınlık hâkimdir.
Aynı durum hazırlıklı olmadığımız her konuda geçerli…
“Depremler” mesela…
Nice acılara sebep olan deprem konusunu yıllardır konuşuruz, tartışırız ama her defasında hazırlıksız yakalanırız.
O kadar konuşmalardan, tartışmalardan sonra çözümsüz şekilde bir sonraki depremi bekleriz.
Veya yangınlar…
Veya bugün tartıştığımız sorunun adı her ne ise…
Toplum olarak sürekli karşılaştığımız sorunlara bile “hazırlıklı” değiliz…
Ve acı gerçek;
Hazırlıklı olmadığımız sürece aynı acıları tekrar tekrar yaşayacağız.
Her birimiz, sorunun ne olduğunu bilmeli ve ona göre çaba harcamalı…
Herkes hazırlıklı olmalı…
Hazırlığımızı yapmadığımız sürece, yarın bir başka sorun çıktığında yine aynı şekilde sıkıntılar yaşayacağımızı bilmeliyiz.
Çözümü “dışarıdan” aramak yerine sorunlarımıza sahip çıkıp “kendimiz” çözmeliyiz.
Aksi halde,
Aynı kısır döngüyü yaşamaya devam eder,
Önümüze çıkan sorunlara İstanbul’a her sene yağan kar gibi şaşırıp baka kalırız…