BALIKESİR yanında ülke gündeminde yankı bulan Sanayi ve Ticaret Odası seçim sonuçlarına ilişkin yapılabilecek tek değerlendirme bu yazının başlığında yatıyor!
"Kaybeden de, kazananda hakkıyla" başlığını taşıyan dünkü yazımda; "Kendi kazdığı kuyuya düşmek..", “Kendi sonunu hazırlamak..” veya "Bir insanın kendi kendine yaptığı kötülüğü kimseler yapmaz.." atasözlerini anımsatarak özetlemiştim, dünden bugüne gelinen noktayı.
Şimdi gelin en başa gidelim. 
Ocak ayının başına dönelim.
Hani 27 Nisan E-Muhtırasını anımsatan deklarasyonun yayınlandığı güne.
Ne deniliyordu malum deklarasyonda:
"Seri toplantılar yapan biz Balıkesir Ticaret Odası, Balıkesir Sanayi Odası, Balıkesir Ticaret Borsası başkan ve yöneticileri bu dönemde seçimlerde müşterek hareket ederek dayanışma göstermeye karar vermişlerdir. Biz Oda, borsa başkan ve yöneticileri, seçimlerde siyasi ağırlıklı girişimlerin olmasını arzu etmiyoruz. Böyle girişimler olursa müşterek bir program içinde buna engel olacağız.”
***
Zaten "Zurnanın zırt dediği yer" burasıydı. 
Ne olduysa bundan sonra oldu.
Neden mi?
Hemen söyleyelim.
Muhtıraya kadar  "Balıkesir Değişim Platformu" net bir şekilde oluşmamıştı.  Bildiğim kadarıyla "değişimci" gençlerde bir kıpırtı vardı, ancak altyapı sağlam temellere oturmuyordu. Aday çıkarılıp çıkarmamakta tereddütler yok değildi. Ayrıca oda seçimleriyle ilgilenen siyasetçi varlığını da işitmedim, hissetmedim.
Oda yönetimlerini adeta "işgal" altında tutan kudret sahibi patronların haber kaynakları veya istihbaratı daha sağlam olacak ki, çaktılar altına imzayı, patlattılar bi haber oldukları kamuoyunun suratına!
Hiçbir belirti olmadığı hâlde varmış gibi bir kuşkuya düşülmesi, yani ortalıkta fol yok, yumurta yok iken yayınlanan muhtıra şu anlama geliyordu: 
"Sakın aday falan çıkmasın. Bize karşı liste hazırlığına girişilip buna destek veren siyasetçi olmasın. Hem siz bu işlerden anlamazsınız. Biz sizin adınıza karar veririz. Biz ne dersek o olur. Bunun dışında bir şeyi kabul etmeyiz. Biz bu kentin erk adamlarıyız. Nüfuzlu insanlarız. Sakın bize gücümüzü kullandırmayın. Oturun oturduğunuz yerde ha.."
Kamuoyuna verilmek istenen mesajın karşılığı buydu aslında. 
Bizim erk, yayınladıkları bildirinin anında karşılık bulacağını belki akıllarının ucuna bile getiremedi.
Balık hafızalıyız maalesef. 
Unutuyoruz hemen herşeyi..
Unutulmasaydı eğer, eski Türkiye anlayışının yerinde yellerin estiği, hak ve özgürlüklerin hakim olduğu yepyeni bir Türkiye'de yaşanıldığı, "dokunulamaz" denilen isimlere dokunulabildiği, muhtıralara anında karşılık verildiği ve Balıkesir'in artık eski Balıkesir olmadığı..
Deklarasyonun D'si akıllara gelmezdi.

***
İşte bu muhtıra işin en hassas, en önemli, en can alıcı noktasıydı. 
Sanayi ve Ticaret Odaları'ndaki "değişim"in ilk sinyalini verdi, ilk kıvılcımını ateşledi. 
Önce;
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı A. Edip Uğur ortaya çıktı; tıpkı, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in  27 Nisan E-Muhtırasına verdiği cevap gibi anında karşılığını verdi. 
Sert cevabındaki şu sözleri dikkat çekiciydi:
"İş adamlarından talimat alan siyasiler devri kapandı, siyaset değişti. İş adamından talimat alan milletvekili ve siyasetçi yok artık." 
Aslında bu cümle, bizim ısrarla yeni Türkiye diyerek anlatmaya çalıştığımız değişimi özetliyor. 
Sonra; 
Odacıların deklarasyonu "Balıkesir Değişim Platformu"nun altyapısını sağlamlaştırdı. 
Gençleri kamçıladı, harekete geçirdi, başlangıçta sayıları çok az olan değişimciler bir anda İsmail Uğur ile Fahri Ermişler'in yanında saf tutup "gönüllü ordu"ya dönüştü.
Balıkesir'i hedef alan, oda üyelerini, iş adamlarını yok sayan, tehdit kokan muhtırayı içine sindiremeyenler de kendiliğinden devreye girince, bugün adı "Turuncu Devrim"e dönüşen değişim kolayca gerçekleşti. 
Kaybedenler kusuru başkalarında görmesin, "siyaset işin içine girdi",  "Medya bizi topa tuttu" veya "Üyelere baskı yapıldı" vb. gibisinden çeşitli bahaneler üretip suçlu aramasın
O deklarasyon yok mu, o deklarasyon..
İşte o sizin sonunuz, değişimin başlangıcı oldu...
Hayırlı da oldu aslında; Balıkesir adına, Sanayi ve Ticaret Odalarının misyonu adına.
Son söz;  
Deklarasyon yayınlama hinliği kimin veya kimlerin aklına geldiyse; değişime verdiği katkı nedeniyle içten ve samimi teşekkürlerimi sunuyorum...
..