BAYRAMI tatil diye algılayan kesim, eşle dostla kucaklaşmak yerine sahile akın etti yine. Muhabir arkadaşların ilettiğine göre, Ayvalık, Erdek, Marmara, Altınoluk ve Akçay’daki manzara ‘iğne atsan yere düşmez’ dedirtmiş..
‘Turizmciler kazandı’ diyeceğim ama bizim bölgede doğru dürüst turizm anlayışı da yok ki!
Olduğu kadar diyelim. Zamanla o da gelişecek elbet. 
Büyükşehir tarafından atılan adımların karşılığını almak için az biraz sabır gerekiyor sadece. 
Konuşulması çok gerekiyor turizmin, ama başka bir yazıda değiniriz o konuya.
★★★ 
Asıl meseleye geleyim.
Her Bayram olduğu gibi yine Balıkesir bekçiliği düştü bize. 
Can kurban böyle bekçiliğe diyelim. Çünkü bayramı, bayram tadında kutladık, eş, dost ve akrabalarla kucaklaşarak. Gelen giden misafirlerimizi Balıkesir’de ağırlayarak.. 
Çok güzeldi bizim şehir bayram tatili süresince. Trafik akışı süperdi, gürültü kirliliği hiç yoktu. 
Kimi yolları fırsat bu fırsat denilerek işgal edilse de hoşgörüyle karşılamak mümkündü.
Başçeşme mezarlığına araç girişine izin verilmesi ilk kez beni çileden çıkarmıyordu.
★★★ 
Beni böyle davranmaya iten belki de dışarıdan gelen misafirlerimin, “Balıkesir’in bu kadar güzel olduğunu biz bilmiyorduk.” demeleriydi. 
Zağanos Paşa Camisi ile bizim Basın Müzesini gezdirip akşamında ise Avlu’ya götürerek deniz bisikletiyle tur attığımız ve serin bir ortamda çaylarımızı yudumladığımız İstanbullu dostlarımızdan öyle övgüler işittim ki Balıkesirle ilgili...
Bunca yıldır ilk kez başım öne eğilmiyordu! 
Onlar, içerisinde Balıkesir geçen cümle kurdukça benim içim kıpır kıpır oluyordu. 
★★★ 
Bunu şöyle anlatayım;
Bir çocuk düşünün...
Çok istediği bir hediyeyi alırsınız da  mutluluktan havalara uçar ya..
Tıpkı o çocuksu duyguları hissettim. 
Başım dik, göğsüm kabarıktı!.. 
Gurur duyuyordum bizim şehirle...
Vesile olanlardan Allah razı olsun..
Bence bunlar başlangıç. 
Gelecekte çok daha iyi olacak bizim şehir..
...
29 Haziran 2017