Haftanın 6 günü tam zamanlı çalışan adamın biri, yorgunluğunu atacağı tek gün olan pazar sabahı kalktığında keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün keyif yapıp evde oturacağını hayal ediyordu.
Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu.
Baba, oğluna söz vermişti. Parka götürecekti ama, hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu.
Elindeki gazetenin promosyon olarak verdiği dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzattı:
- “Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seninle parka gideceğiz!” dedi.
Sonra düşündü:
- “Oh be, kurtuldum! En iyi Coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez!”
Aradan henüz on dakika bile geçmemişti ki oğlu koşarak geldi:
- “Babacığım, haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz!” dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu ibretlik açıklamayı yaptı:
- “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti!”
...
Çocuk dediğin saftır, temizdir.
Kalbinde fitne fesat yoktur.
Senin benim gibi kafasında 40 tilki dolaşmaz!
Kalbinde fitne fesat yoktur.
Senin benim gibi kafasında 40 tilki dolaşmaz!
En doğal şekliyle neyin nasıl olacağını o küçük mini minnacık aklı(!) ile bilir.
Bilir bilmesine de, bazen büyüklerinden korkusuna gıkını çıkaramaz!
Çıkarsa da; “Sus! Otur yerine bakayım. Senin aklın ermez bu konulara. Büyüklerin işine karışma bakalım” diyerek sindiririz o saf, temiz yürekli çocuğu..
...
Kardeşlerim;
Çocuk yerden göğe kadar haklı.
O şöyledir, bu böyledir diye hiç dert yanmayalım.
Karşılaştığımız her olumsuz olayı başkasına fatura ederek kendimizi haklı çıkarmaya kalkmayalım.
Onu bunu kötülemek yerine işe önce kendimizi düzelterek başlamak gerek.
Bakın o zaman hepimizin hayali nasıl gerçeğe dönüşüyor!
Gökten üç elma düştü; Biri bana, biri sana, biri çevresinde dönenleri anlayanların başına..
19 EYLÜL 2016