Dokuz yüz yılı aşkın, bin yıla yakın bir süredir bu topraklar bizim. Biz bin yıldır her yeni gelenle yeniden doğrulduk.

Her gelen yeni bir şeyler getirdi, bir şeyler öğretti.

Her gelen bizlerden bir şeyler öğrendi. Bizler oldu.

Bu güzel yurdun güzel insanları yüzlerce yıldır nice nice muhaceretler gördü. Her yeni gelen, Türkiye’nin sımsıcak yüreğinde Türkiyeli oldu. En son yüzyılda; Balkan Savası sonunda, 1924 Lozan mübadelesiyle, 1936, 1945, 1947, 1951 yıllarında Balkanlardan, Rumeli’nden kopup gelen binlerce kardeşimize kucak açtık.

Acılarını bağrımızda dindirdik.

Geldiklerinde ellerinde birer torba ve sırtlarındaki giysilerinden başka hiç bir şeyleri olmayan, kendilerine yurt arayarak “VATAN” diye Türkiye’ye gelen o tertemiz yürekli insanlar şimdi birer Türkiyeli oldu.

Son olarak 1989’da geldiler. Kapılar açıldı. Bulgaristan’dan yüz binler yürüyüp geldiler, koşup geldiler. Geldikleri günlerdeki o sıkıntıları da şimdi dinmek üzere... Onlar da yakında geçmişlerin acılarını unutacaklar... Türkiyeli olacaklar. Bu ihtiyar dünya gene böyle dönecek, ileride başkaları da gelecek. Bu Türkiye’in yüreği, her geleni, gene “HOŞ GELDİNİZ”lerle karşılayacak.

Hoş geldiler... Hoş gelecekler...

Türkler; Rumeli’ne hep Karesi toprakları üzerinden geçtiler.

1453'e kadar İstanbul Boğazına Bizans Devleti hakimdi.

Oradan geçilmesi imkânsızdı. 1453 de “FETİH”ten sonra da “Payitahta rahatsızlık olmasın diye gene Rumeli’ne geçişler Karesi toprakları üzerinden oldu..

Bu topraklara muhacir, mübadil, göçmen olarak geldiler ve Balıkesirli oldular.

Ve Balıkesir gelen her göçmene kucak açtı ve açacak...!