O değil de, adam zaten asgari ücretle çalışıyor. İki evladı okuyor, bütçesi delik/deşik olmuş, beli zaten bükülmüş, Şimdi siz bu insana bir de kaynak kitap diye diretirseniz ne yapacak.

Okulların açılmasıyla birlikte yine "kaynak kitap" furyası başladı.

Görüştüğüm birçok öğrenci velisi, kırtasiye kırtasiye dolaşıp kaynak kitap aradığını söylüyor.

Hatta birini geçtiğimiz günlerde Zağnos Paşa Camii civarında gördüm.

Gülerek, ama bir o kadar da sitemle, “Soran olursa düdüklenmeye gidiyordum dersin” diyerek bu durumu esprili bir şekilde eleştirdi.

Ama açık konuşalım; kaynak kitap işi bir çeşit "vurgun" değil mi Allah aşkına?

Kim ne derse desin, bu sistem resmen bir sömürüdür.

Devlet zaten kitap veriyor.

Öğretmenler, bu kitapları esas alarak ders işliyor.

Devletin verdiği kitaplar yetersiz” diyenler bana göre sadece algı oluşturuyor, adeta iktidarı yıpratma çabasında gibiler.

Oysa yetkililer çok net:

Kaynak kitaba gerek yok” diyorlar.

Yani Millî Eğitim Bakanlığı’nın tüm olumlu çabasına rağmen, veliler ve öğrenciler olarak hepimiz hâlâ aynı sömürü çarkı içinde dönüp duruyoruz.

Batsın bu sistem!

Gerçekten eğitim mi öncelik, yoksa ticaret mi?

Buna artık bir netlik kazandırılmalı.

O değil de, adam zaten asgari ücretle çalışıyor. İki evladı okuyor, bütçesi delik/deşik olmuş, beli zaten bükülmüş, Şimdi siz bu insana bir de kaynak kitap diye diretirseniz ne yapacak!

Çocuklarının yüzüne bakarak "evlâdım ben bunları alamıyorum" mu diyebilecek?

Bir babanın, bir annenin evladına böyle demesi imkansız olduğuna göre, yılların kangrenine neşter vurulmalı..

Bir de şu 12 yıllık eziyetin bitme vakti geldi de geçti bile...

Çocukları 20 sene okutup da bir meslek sahibi yapamayan sistem başka nerede var merak ediyorum!

Selametle..

#14Eylül #KendimeNotlar #RamazanDemir