Bir günde 4 mevsimi yaşatan havalardan olsa gerek birkaç gündür keyfim yok. Nefes almakta biraz zorlanıyorum.

Bugün Atatürk Şehir Hastanesine gittim.

Muayene için beklerken 30'lu yaşlardaki iki gencin konuşmalarına istemeyerek kulak misafiri oldum; "Ne bu ya, bu kadar da beklenir mi?" benzeri ifadeler kullanarak sağlık sisteminden yakınıyorlardı.

Ne kadardır buradasınız diye sordum; "Yarım saattir" dediler.

Geçmiş olsun diyerek sıranın bana gelmesini beklemeye koyuldum.

O an, 1995'te rahmetli annemi götürdüğüm İstanbul Okmeydanı SSK Hastanesinde yaşadıklarım canlandı gözümde.

Hastanenin bahçe kapısında ayrı bir kuyruk, içeri girmek için ayrı bir kuyruk, muayene fişi almak için ayrı bir kuyruk, doktora muayene olmak için ayrı bir kuyruk, ilaç almak için başka bir kuyruk.

O yıllarda günümüz kuyruklarda geçiyor, çok acil durumlar hariç hastaneye gitmeye korkardık anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirten sistem nedeniyle.

Haa bir de "muayenehane tuzağı" ve "bıçak parası" diye bir manada "soygun düzeni" vardı, herkesin bildiği, ama sesini çıkaramadığı.

SSK'lı olan Devlet Hastanesine, Bağ-Kurlu olan SSK Hastanesine gidemezdi. Üniversite hastaneleri ulaşılamaz, özel hastaneler zenginlere mahsus idi.

Parası olmayanın nitelikli sağlık hizmetinden neredeyse yararlanamadığı günleri bugün bir çoğumuz unuttuk.

Günümüzde insanımız özeller dahil, üniversite ve şehir hastanelerinden ayrımsız yararlanabiliyor.

Elbette bugünkü sistemin sorgulanabilir ve eleştirilebilir tarafı olabilir, ki var.

Düne göre çok çok daha iyi durumdayız.

Peki, daha iyi olamaz mı?

Elbet olur, ama biraz da sabırlı, hoşgörülü olmak gerekmez mi gençler?

Kim istemiz ki; her şey bir çırpıda olsun..

Lâkin öyle bir dünya yok.

Hele ki Türkiye'nin çok değil, son 150 yıllık tarihine baktığınızda hiç yok!

Osmanlı'nın son dönemi.. Çanakkale Savaşı.. Ulusal Kurtuluş Savaşı.. Vesayet dönemleri ve "tam belimizi doğrultuyoruz" dediğimizde her 10 yılda bir gerçekleşen darbeler. Terör örgütleri ve "içimizdeki İrlandalılar" ile mücadele..

Koalisyon hükümetleri, iç kavgalar, 115 turda bir Cumhurbaşkanını seçemeyen meclisler..

Hangi birini anlatayım size.

"Bu kadarı da olmaz" denilen/dedirten her şey yaşandı bu topraklar üzerinde.

Neler olduğunu öğrenmek amacıyla çok geçmişe değil, yakın tarihe bakılması yeterli.

Kardeşlerim

Dünü hatırlatarak, mevcutla yetinin demiyorum!

Ulaşımda, sağlıkta.. Hizmet sektörüyle ilgili aklınıza gelen hemen her alanda, ne yapıldıysa kavgasız, gürültüsüz dönemlerde yapıldıgını unutmayın diyorum.

Ez cümle; 

Mevcutla yetinmemek ve geleceğin dünyasını ıskalamamak adına hem yerelde, hem genelde istikrar şart.

Lamı cimi yok!

Selametle...