Türkiye ne zaman vesayet zincirlerini bir bir kırıp milli politikalara yönelmeye başladı, Avrupa uyandı!
“Ulen ne güzel işlerimizi yürütüyorduk. Yedi düvelle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorduk. İnsan hakları, demokrasi nutukları atıp ülkeleri karıştırıyorduk. Sonra da zenginliklerine çöküyorduk. Şimdi çıkmış biri; Dünya 5'ten büyüktür diyor.. Şimdi nereden çıktı bu adam...”
Baktılar iş ciddi.
Recep Tayyip Erdoğan’ın da şakası yok.
İşin özeti, meselenin özü aslında bu.
Kardeşlerim;
Türkiye, son 15 yılda izlenen politikalar sayesinde tarihinde hiç olmadığı kadar bağımsız hareket ediyor, milli politika izliyor. İşte bu çıldırtıyor, düne kadar ülkemizi ‘dingonun ahırı’ gibi gören kibir dünyası Avrupa’yı..
Bakın bunu sevgili meslektaşım Hasan Öztürk çok güzel dile getiriyor:
Şimdi anladık mı yönetim sistemimizi değiştirmemiz kimleri rahatsız ediyormuş?
Şimdi anladık mı neden yönetim sistemimizi değiştirmemiz gerekiyormuş…
“Zaten, biliyorduk…” diyebilirsiniz. Zira, yakın geçmişte onların sinir uçlarına dokunduğumuzda neler yaptıklarını hatırlıyoruz.
Hadi bir daha hatırlayalım.
Şimdi anladık mı, “One minute” dediğimizde “size bedel ödeteceğiz” diyerek ortalığı ayağa kaldırmak istediklerini?
Şimdi anladık mı, neden “Dünya 5'ten büyüktür” dediğimizde, bu haykırışı, “hür dünyaya kafa tutmak” olarak sunduklarını?
Şimdi anladık mı, “Mesele ağaç değil, sen daha anlamadın mı” diyenin, “3'ncü Köprü yapılmasın, 3'ncü Havalimanı yapılmasın” çağrısının arkasında kimlerin olduğunu?
Şimdi anladık mı, mazlumlar niye “Erdoğan'a ve Türkiye'ye Allah zeval vermesin” diye dua ederken, birilerinin “diktatör” diye dergi kapağı hazırladığını?
Şimdi anladık mı, Batı'nın kendine benzemeyene neden tahammül edemediğini?
Şimdi anladık mı, “hür dünya” dediklerinin “ırkçı”, “ötekileştirici”, “ayrıştırıcı” ve “üstenci” olduğunu?
Bakın anladık mı, onların hala “Viyana Kuşatması”nda kaldığını?
Anladık mı şimdi, neden yönetim sistemimizi değiştirmek zorunda olduğumuzu?
Çünkü, müdahale edilebilir, kontrol edilebilir, yedekte tutulabilir bir ülke olarak Türkiye'nin varlığına tahammül edenler, bağımsız bir Türkiye'yi Dünya Haritası'nda istemiyorlar.
Meselenin özü de, önü de, sonu da budur..!
...
...