Seçime şunun şurasında 14 gün kaldı. Yani ayın 14'ü gibi parlayacak bir Türkiye'ye doğru son dönemeçler. Anketler ne söyler milletin nabzı ne atar çok bilmem. Başkalarının anketlerine bakarak da tam durumun ne olacağını yorumlama alışkanlığımda yok. Sahaya inip kendim görmedikçe pek yorum yapmayı sevmiyorum. Bu nedenle Anayasa görüşmelerinin tamamladığı sırada lokal bir araştırma sonuçlarından yola çıkarak durumu daha önce uyarılar eşliğinde sunmuştum. O tarihten bu yana köprünün altından çok sular geçti. Bundan 20 gün öncesine kadar ‘Hayır'cı cephenin müthiş bir algı operasyonu ile toplum karar vermek konusunda ciddi bir tedirginliğe girmişti. Son 10 gündür konuştuğum vatandaşlardan aldığım izlenime göre ‘Evet' psikolojik üstünlüğü sağladı. Oya hangi oranda dönüşür bilmiyorum ama Avrupa'nın tutumu, Kemal beyin handikapları durumun düzeltilmesi ve algı operasyonlarının tersine çevrilmesine neden oldu.

Aslında burada itiraf etmekte fayda var. Kemal bey, işi abartmasa inanın seçmene direk mesaj vermekte çok maharetli ve isabetli gidiyor. Fakat lokantacıya direk ‘Seni de kapatabilir bu değişiklik geçtiğinde' demek yerine daha farklı bir yalan olmayan bir söylem ile gitseydi kimse tutamazdı. Birde muhtarlara ‘Bir sabah bakmışsınız muhtarlığınız yok olmuş' gibi bir söz de muhtarlara direk dokunmak açısından güzel bir taktik. Fakat bu sözü söylerken bugün için Türkiye'de milletvekilinin bile üstünde daha yüksek değer verdiği en muhalifi tarafından bilinen muhtarlara yanlış yerden dokundu.

Bunlar Kemal beyin hataları. CHP öyle bir handikap yaşıyor ki gençler konusunda değmeyin gitsin. AK Parti'nin bu sefer strateji belirleyen kurmayları çevrelerine çok fazla bakmadığından CHP'nin bu handikabını halen daha fark etmiş değiller. İşte bu noktada CHP taban itibarı ile çok güçlü olduğu seçilme yaşının 18+25 yaşa indirilmesi yani gençlere siyasetin, gençlere seçilme imkânı verecek değişikliğe karşı çıkması. Gençlere ‘Kanmayın sizi kullanmak için seçilme yaşını 18'e indiriyor' diye seslenmek. Fakat sonra ki aşamada öyle bir handikaba imza attılar ki. Ne yaptıklarının bile farkında değiller. Şu an CHP'nin ‘Hayır' reklamlarını, reklam spotlarını izleyen var mı? Billboardlara çıktıklarına. Ne gördünüz? Fark etmemiş olamazsınız. Fakat bunların ‘hayır' reklamı olduğunun farkına varamamışsınızdır. 18-25 yaş arası gençlerin seçilme hakkına karşı çıkan CHP 18 yaşın altında ki çocukları reklam filmlerin de oynatıyor. Hani daha 18-25 yaşı gençler babalarından harçlık alıyordu? Hani onların daha seçilme yeterlilikleri yoktu? Fakat CHP harçlık alan değil para kazanan gençlerinde ötesinde çocuk yaşta da para kazanılabileceğinin örneğini veriyor. Yayınladığı ‘Hayır' reklam filmlerinde oynattığı çocuklarla.

Yani CHP'nin reklam filmini alıp o çocuklara ‘Geleceğimiz için ‘evet'' deseler o kadar etkili olacak ki. Zaten o çocukların yüz ifadeleri referandumda geleceğin gençleri olarak bizim önümüz açık der gibiler.

Gelelim işi püf noktasına. Bugün sporda, sanatta, bilimde, hayat mücadelesinde destanlar yazan gençlerimiz var. Bu gençlerimiz 18 yaşında dünya şampiyonu, olimpiyat şampiyonu(Son yıllarda nal toplasak da) bilim olimpiyatlarında dünya dereceleri alıyorlar. Aynı zamanda kendilerini yönetecekleri seçebiliyorlar. Sadece milletvekilliğine takılmayın. Bu değişiklikle gençlerimiz sadece milletvekilliklerinin önü açılmıyor. Muhtar, belediye meclisi üyesi, aza, belediye başkanı, il genel meclisi üyesi olmalarının önü de açılacak. İşte 18 yaşa karşı çıkılması ile bunlara da karşı çıkılıyor. Yani gençlerimiz dünyayı ayağa kaldıracak güçte iken, dünyayı ayağa kaldıran bir gencimizin ardından bir muhtar bile olmasının önüne engel konulacak. Olmaması gereken bir yasak.

Şimdi, gençlerimizin geleceğe hazırlanmaları konusunda hedeflerini yükseltecek, ufuklarını genişletecek, öz güvenlerini artıracak, bakış açılarını açacak olan seçilme yaşının 18'e indirilmesi gelecek nesillere güvenmenin de eseri olacaktır.

Yani geleceğimizin güvencesi gençlerimize seçilme hakkının verilmesi aynı zamanda gençlerimize güvenin geleceğe güvencemiz için ‘Evet' dememiz kaçınılmazdır.

Kalın sağlıcakla…