Neden rekabeti görürüz de iş birliğini hiç görmeyiz…

Neden başkalarını kötü davranışlarından sorumlu tutarız da iyi davranışlarının hakkını vermeyiz…

Neden başkalarının mutsuzluğundan tatmin oluruz?

Neden kendimizi karşımızdaki insana anlatmaya çalışırız da karşımızdaki insanı anlamaya çalışmayız…

Neden öğrenmek ve gelişmek için hata yapılmasına izin vermiyoruz?

Neden bilgi çağında bilgiye sahip olmak o kadar kolayken, yanlış bilgilere inanmaya devam ediyoruz?

Neden kendimizi sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırıyoruz?

Neden güçlüler her zaman haklı olmak zorunda da zayıfların görüşleri önemsenmez?

Neden kendimize ve başkalarına kötü davranırken hiçbir şey hissetmiyoruz?

Neden önyargıların esiri olmakta bu kadar ısrarcı oluyoruz da farklılıkları hoş görmek yerine ayrışmaya yöneliyoruz?

Neden çözümleri aramak yerine sorunların suçlusunu bulmaya çalışıyoruz?

Neden eşitlikten bahsederken sadece kendi çıkarlarımızı düşünüyoruz da başkalarına adil davranma fikri bu kadar zor geliyor?

Neden düşüncelerimizi ve hissettiklerimizi açıkça ifade etmekten korkuyoruz?

Neden doğanın bize sunduğu kaynakları sömürürken doğaya saygı göstermekte zorlanıyoruz?

Neden kendimize ve başkalarına zarar verebileceğimizi biliyoruz ama yine de zarar veren davranışlarda ısrar ediyoruz?

Neden insanlar acı çekerken vicdanımız sızlamıyor?

Neden başkalarına saygısızlık yapmaktan ve onları küçük düşürmekten zevk alıyoruz?

Neden duygularımızı paylaşmak yerine onları içimizde tutmayı tercih ediyoruz?

Neden özeleştiri yapmak ve kendimizi geliştirmek yerine başkalarını suçlamakta ısrar ediyoruz?

Ve…

Neden “değişimde” bu kadar güçlük çekiyoruz?