Hem de tam 66 yıl önce…

Tarih 4 Ocak 1956…

O günün Milliyet gazetesinden bir haber…

Başlık, “Susurluk’ta bulunan petrol”

Okuyalım;

Vilayetimizin Susurluk kazasına bağlı Yıldız köyünde bir vatandaş tarafından kuyu kazılırken bulunan petrol işi ile Valilik makamı bizzat alâkadar olmaktadır.

İlk tahlil neticesinde bulunan mayiin petrol olduğunun anlaşılması sonunda, ikinci bir tahlil yapılmış ve bunun yüksek derecede ham petrol olduğu tesbit edilmiştir.

Diğer taraftan kuyunun boşaltılmasına rağmen tekrar kısa zamanda dolmasını dikkat nazara alan alâkalı makamlar, Vekâleti haberdar etmişlerdir.

Bir iki güne kadar teknik elemanların şehrimize gelerek vaziyeti tetkik edecekleri bildirilmektedir.”

O yılların tabiri caizse aslında tam bir şok haberiydi bu…

Bir vatandaşımız tarlasında kuyu kazarken “petrol” buluyor, Valilik makamı hemen olaya el koyuyor, yapılan tahliller neticesinde de petrolün yüksek derecede ham petrol olduğu anlaşılıyor. Haber ülkemizi yakından ilgilendirdiği için bu gelişmeler dönemin en büyük gazetesine yansıyor.

Buraya kadar her şey güzel…

İşin ilginç tarafına gelince…

Nedense arşivlerde bundan sonrası ile ilgili hiçbir kayıt yok.

O teknik elemanlar geldi mi, geldiyseler ne dediler, bulunan petrol ne oldu, çıkarıldı mı hiçbir bilgi verilmemiş.

Sanki birileri bu haberin üzerini örtmüş.

Sanki böylesine önemli bir olay hiç yaşanmamış, bir anlamda unutturulmaya çalışılmış.

Nedense bana garip geldi bu durum.

Öyle ya, daha 2 yıl önce yani 1954 yılında “Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı” (TPAO) adıyla milli petrol şirketimiz kuruluyor; bir yıl sonra petrol arama izni alıyor.

Yani petrol ile ilgili her gelişmenin dikkatle takip edildiği, üzerine gidildiği, araştırıldığı yıllarda yaşanıyor bu olay.

Peki, neden “Susurluk’ta bulunan petrol” bir daha gündeme bile gelmiyor?

Neden petrol bulunması gibi önemli bir konu aylarca ülke basınında manşetleri süsleyecekken bir daha haberi bile yapılmıyor?

İnsanın aklına türlü türlü düşünceler geliyor.

Bilinen bir deyiştir; Ekonomik kalkınma ile ilgili ne zaman bir tartışmaya girsek, “Türkiye’nin altı petrol dolu ama yabancılar çıkartmamıza izin vermiyor” diye söyleniriz.

Her ne kadar resmi olarak ifade edilmese de halk arasında bunun gerçek olduğuna dair bir inanış hâkimdir.

Yıllardır dillendirilen bu endişeleri haklı çıkaracak bir durum yok mu ortada?

E şimdi gel de inanma…

Şunu da hatırlatmadan geçmeyeyim:

Türk Petrol Kanunu, 11 Haziran 2013 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti.

Bu kanunla, petrol kaynaklarımızın milli menfaatlerimize uygun olarak hızlı, sürekli ve etkin bir şekilde aranması, geliştirilmesi ve üretilmesi amaçlanmıştı.

Ve kanun çıkar çıkmaz, yabancı uyruklu bir şirket vakit geçirmeden Edirne’de petrol arama talebinde bulunuvermişti.

Ne dersiniz?

Bir gün Yıldız Mahallemizde de petrol sondaj kuyuları açılır mı?...