Pazar günkü yazımızın başlığı “İçeride tutsak kaldık” idi. “Türkiye uzun süredir iç politik ve ekonomik kaos çerçeveli gelişmelere esir düştü. Çok acil bu gelişmelerden kurtulup dünyadaki gelişmelere paralel kendine gelmesi kaçınılmazdır.” demiştik.

Yazının devamında “Türkiye bir an önce iç politik gelişmeleri ve ekonomide yaşanan kaos ve karışıklıklara karşı tedbirini alıp, Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu, Akdeniz, Orta Asya’daki gelişmelere odaklanmak zorundadır.” uyarısında bulunmuştuk. Tüm bunları durup dururken kaleme almadık

Daha yazının haftası gelmeden korktuğumuz haberler Kazakistan’dan geldi. Yazı ile vurgulamaya çalıştığım tam da bu tür gelişmelerdi. Hem de Kazakistan ve Türkiye’nin büyük emekler harcayarak kuruluşunu tamamlamakta olduğu “Türk Devletleri Teşkilatı” (TDT)’in kuruluşu aşamasında.

Türkiye’nin ekonomik ve siyasi olarak içeride meşgulken dünyadaki gelişmelerden nasıl uzak kaldığımızın resmi Kazakistan’da bir anda ortaya çıkmıştır.

Kasım ayı içinde yapılan ortak toplantılarla TDT resmen kuruldu. Bu teşkilatın Aksakallılar Heyeti Başkanı olarak ise Binali Yıldırım bey atandı.

Bu teşkilatın ilk kritik imtihanı ister görev alanına girsin ister girmesin Kazakistan’da ki olayların yatıştırılması ve Kazak Devletinin bir an önce kaostan çıkışına sağlayacağı katkıdır.

İşte bu noktada Türkiye’nin Kazakistan’daki olaylar karşısında TDT üzerinden nasıl bir yol izleyeceği çok önemli.

Bu teşkilatın üye ülkeler içinde bu tür gelişmeler karşısında bir stratejisi var mı bilmiyoruz. Ama Kazakistan’daki gelişmeler ders olarak alınarak çok hızlı şekilde üye ülkelerin stratejiler geliştirilmesine ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Öncelikle üye ülkelerin çok hızlı şekilde bu tür gelişmeleri önceden önlemeye yönelik nasıl tedbirler alınması gerektiği üzerine ortak stratejiler geliştirme zorunluluğu ortaya çıktı. Bu strateji üye devletlerin bu tür gelişmelere karşı alacakları tedbirlerden çok toplumsal kalkışmalara neden olacak potansiyel politikalar konusunda bir birlerini denetlemeleri üzerine olmak zorundadır.

Kazakistan’dan gelen bilgilere göre son zamanlarda toplumun bir kesiminin gelir darlığından söz ediliyor. Bunun üstüne doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip bir ülkede otogaz fiyatlarındaki artışın toplumsal kalkışmaya neden olacağı açıkça ortadadır.

Göz göre göre gelen toplumsal olaylar konusunda TDT’nin birbirini uyarıcı görev üslenmesi kaçınılmazdır. Bu teşkilat hem ekonomik, hem askeri, hem sosyal-kültürel işbirliğini içerdiği bilinmektedir.

Her ne kadar ülkelerin içişlerine karışmaması ilkesi bulunsa da fakat ülkelerin hem dış tehditlere karşı hem de iç tehditlere karşı işbirliğinin şart olduğu Kazakistan’daki gelişmelerle ortaya çıktı. Bundan sonra bu tür gelişmelere duyarsız kalınamaz. Aksi takdirde bu teşkilat kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur.

Bu noktada Türkiye’nin bir an önce öncelikle kendi içinde toplumsal kaosa sebep olacak politikalara dikkat etmesi sonrada üye ülkelere öncülük etmesi kaçınılmazıdır. TDT ve Aksakallılar üzerinden Kazakistan’ın normalleşmesine sağlayacağı katkı önemli.

Bu konuda Aksaklılar Heyeti Başkanlığını yürüten Binali Yıldırım beyin harekete geçmesini bekliyoruz.

Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…