Bir dönemin Susurluk Lisesi Müdürü, değerli öğretmenim Fikret Ünal, geçenlerde bir yazıma yaptığı yorumda şöyle demişti: “…Eğitim kurumları; sahip oldukları tarihleriyle değerlenirler. Mesela Haydarpaşa Lisesi'nde, Eskişehir Atatürk Lisesi'nde, İstanbul Üniversitesi’nde okudum diyebiliyorum. Ancak Susurluk Lisesi'nde öğretmenlik/müdürlük yaptım derken tereddüt yaşıyorum. Çünkü o lise bugün yoktur! Eğitim kurumlarının adını ortadan kaldırmak da neyin nesidir? Bir bilen varsa ne olur izahını yapsın. Bildiğim kadarıyla Susurluk Ortaokulu da yok oldu!...”

Öyle değil mi gerçekten…

Mezun olduğum Beşeylül İlkokulu binası bugün artık yok…

Mezun olduğum Susurluk Ortaokulu bugün artık yok…

Mezun olduğum Susurluk Lisesi bugün artık yok…

Başarı ve başarısızlıkların,

Dostluk ve rekabetin,

Şefkat ve disiplinin ilk tadını,

Hayat boyu sürecek ilk dersleri aldığımız;

Yaşamımızı şekillendiren,

Karakterimizi,

Ahlakımızı,

İlkelerimizi,

Becerilerimizi,

Ve bir yaşam sürmek için gerekli olan niteliklerimizi belirleyen okullarımızın kimisi yıkılarak yeniden yapıldı, kimisinin adı değişti.

Kaybolan ve adı değişen bu okullarla birlikte bir neslin “hafızası” da silindi…

Binaları kurtarıyorsunuz ama eski anıları kurtaramıyorsunuz.

Yeni binalar inşa edebiliyorsunuz ama eski anıları inşa edemiyorsunuz…

Hızlı, hatta çok hızlı giden bir dünyada, zaman zaman geriye bakmayı bilmek önemli…

Geriye baktığımızda görüyoruz ki…

Elimizde sınıfça çekilmiş siyah-beyaz fotoğraflardan başka hiçbir şey kalmamış.

Okul anılarımızın çoğu silinmiş hafızalarımızdan.

Çünkü…

Bu yeni binalar eski hikayeleri anlatmıyor…

Attığımız her adımın, yaptığımız her hareketin sosyal medyada “hatırlandığı” bir sistemin içinde yaşıyoruz.

Hangi anılarımızı hatırlayacağımızı sistem belirliyor.

Sürekli yenilemezseniz sayfanızı –siz onu ‘hayatınızı, ilişkilerinizi, hatta binalarınızı yenilemezseniz’ diye de okuyabilirsiniz- bir sonraki adıma geçemiyorsunuz.

Bu yüzden hep bir yenileme isteği duyuyoruz hayatımızın her anında.

Yapacak bir şey yok…

Değerli öğretmenim Fikret Ünal’ın şu sözlerini bir kez daha vurgulamak istiyorum; Eğitim kurumları; sahip oldukları tarihleriyle değerlenirler…”