BAK Tuna kardeşim!
Sana böyle hitab ederek başladığım için sakın ola kızma ve alınganlık gösterme.
Çok uzun yıllara dayanan tanışıklığımız olduğu için Tuna kardeşim diyorum. 
Yoksa sana Tuna bey demesini de bilirim. Gocunmam bundan.
Sevgili Tuna, seni ilk tanıdığımda kameramanlık yapıyordun Sıtkı abinin (Şeremetli) Balıkesir Televizyonu'nda. 
Yirmi yıldan daha fazla zaman geçti o günlerin üzerinden.
Mesafeli bir tanışıklığımız olmasına karşın iyi biri bildim seni her daim. 
Balıkesir Belediye Meclisi üyeliğine seçildiğin güne kadar da kendi işinde gidip gelen, kendi halinde kavrulan biriydin. 
Mütevazı idin. 
Alçak gönüllüydün.
En azından ben öyle görüyor, biliyordum. 
Sanma ki bakışım, görüşüm değişti sana karşı. 
Değişmedi Tuna kardeşim. Değişmez de.. 
Hele hele Balıkesirspor Kulübü için geceni gündüzüne kattığını gördükten, girdiğin riskleri  bildikten sonra asla değişmez..
Teşekkür edeyim can-ı gönülden birkez daha sana Balıkesirspor'a verdiğin hizmetler için.
İnan bana, belediye yönetiminin önceleri 3'ncü, ardından 2'nci adamı sıfatıyla yürüttüğün kulüp başkanlığı döneminde senin girdiğin risklere benim diyen hiçbir babayiğit giremezdi!
Elini değil, gövdeni koydun taşın altına.
Yetmedi, kelleni koydun giyotinin altına..
Yani herşeyi göze aldın. 
Hapse girmeyi bile!
Balıkesirspor'u şampiyon yapmak için yaptın herşeyi.
Allah'ı var eski Belediye Başkanı İsmail Ok'ta her daim yanındaydı. 
Futbolun popülaritesine kapılıp dört elle sarıldı o da senin gibi Balıkesirspor'a.
Geçmişte görmezdik Ok'u yeşil sahalarda ama, Balıkesirspor'un cazibesi onu da cezbetti. İnşallah gelip geçici bir sevda olarak kalmaz.
Bunu söyleme gereğini neden duydum? 
Hemen belirteyim o zaman. 
Ne başkanlar gördüm, görevdeyken  "canım cicim" gözüyle yaklaştıkları Balıkesirspor'a, seçim kaybettikten sonra dönüp bakmayan. Kulübün ve Atatürk stadının yolunu unutuveren!
Ne sen böyle birşey yaparsın Tuna, ne de başkanın Ok.
Ne de olsa ikinizin gayretleriyle çıktı (!) 
bu takım Süper Lige.
Diğerleri figürandı nasılsa gözünüzde.
Ne hesap sorabilen vardı, ne kitap ikinize.
Sizde biliyorsunuz bunu bizde.
Fazla kurcalamaya, derin konulara girmeye gerek yok.
Balıkesirspor dışındaki hiçbir şey beni ilgilendirmiyor çünkü.
Allah'ınız var. Balıkesirspor için de Belediye'deki görevlerinizin size verdiği yetkiyi SINIRSIZ kullanıp, merhum Kaya Avni Sağlıkçı dönemi hariç hiçbir belediye yönetiminin sağlayamadığı KAYNAK aktarımına vesile oldunuz!
Kimi zaman bu yaklaşımınız bazılarını rahatsız etse de, Balıkesirspor Kulübü için yapılması gerekeni yaptığınız için bizlerde yakınmaları görmemezliğe, duymamazlığa geldik.
Doğrusu da buydu zaten. 
Yoksa bodoslama atlayıp havuza girip çıkanları konu etseydik eğer; bugün Balıkesirspor'un Süper Lige çıkışını değil, yerinde saymasını veya geri geri gidişini konuşuyor olurduk.
Neyse biz mevzuuya dönelim.
Tuna Aktürk kardeşim. 
40 yıl düşünsen hayalini bile kuramayacağın bir rüya 2009 yerel seçimlerinde gerçeğe dönüştü. 
Önce Belediye Meclisi üyesi seçildin, ardından Belediye'de etkili ve yetkili makama geldin.
O dönemde Balıkesirspor 3. Ligden 2. Lige yükselmişti. 
Rafet Çetinel başkanlığındaki yönetim tıpkı bugünkü gibi genel kurula gitti.
Belediye yönetimi istemediği içinde görevi alınlarının akıyla bıraktılar.
Alkışladık hepsini o genel kurulda.
Hani o senin kırmızı-beyazlı camiaya lider olduğun ilk gün..
Balıkesirspor Kulübü'ne başkan olmuştun artık.
Bu senin adına büyük onurdu.
Öyle ya da böyle güzel işlere imza attın. 
Birinci Ligi de seninle gördük. 40 yıldır özlemini çektiğimiz Süper Ligi de.
Çok değil, 6 yıl öncesi biri sana kalkıp; "Belediye'de ikinci adam olacaksın, ardından Balıkesirspor Kulübü başkanlığına getirileceksin. Takımı üst üste şampiyon yapacaksın" deseydi Tuna kardeş, ne cevap verirdin acaba?
"Hadi len ordan, maval okuma bana, bak işine" der geçerdin kesin.
İşte hayat böyle bir şey kardeşim. 
5 yıl önce hasbelkader MHP belediyeyi kazandı ve 
sende o ekibin içerisinde yer aldığın için bugün tarihe geçtin, tarihe..
Ne mutlu sana güzel kardeşim.
Böyle bir şans, kader kısmet bir daha yüzüne asla gülmez.
Kıymetini bil, kıymetini..
Balıkesirspor Kulübü’nün “Belediyesiz bir hiç” olduğu realitesini sende öğrendin Tuna, hemde uygulamalı olarak.
Hem söyle bana, belediye imkanları olmasaydı yapabilir miydin Balıkesirspor Kulübü başkanlığını.. 
Yapsan da yürütebilir miydin? 
Yapardım, ederdim diyebilmen için 30-40 trilyonun olması ve bunu çöpe atman gerekirdi!
Böyle bir paran olmadığına göre, olsa da Balıkesirspor Kulubü için çar-çur etmeyeceğine göre, bugün sana biçilen payenin değerini bil..
Bu doğru mu? 
Doğru. 
Keşke muhtaç olmasa belediyeye, kendi ayaklarının üzerinde durabilse Balıkesirspor.
Durmasını sende istemedin güzel kardeşim. 
Neden mi?
Balıkesirspor'un kendi yağında kavrulması, ona buna dilenci durumuna düşmemesi için belediyeyi yönettiğiniz beş yıllık süreçte sizlerde tek bir çivi çakmadınız..
Bu nedenle belediyenin bir dilim ekmeğine muhtaç işte! 
Belediye desteksiz ayakta duramıyor işte! 
Gerçek bu. 
O zaman bu iş belediyesiz olmadığına ve olamayacağına göre, bunu bildiğine göre ve seninde artık belediyede etkin, yetkin, sıfatın ve yerin bulunmadığına göre;  “Yeniden adayım” demenin ne yeridir, ne zamanı Tuna kardeş..
İşi tadında bırak. Merhum Kaya Avni Sağlıkçı gibi saygıyla analım her daim seni de..
Aksi halde hem kendine hem de Balıkesirspor’a yazık edersin!
Vezir konumundayken, rezil olursun Tuna...
...